06 Şubat 2023 Pazartesi saat 04:17’de büyüklüğü 7.7 (Kandilli, 7.8 USGS) olan Nurdağı depremi ile sarsıldı. Depremin odak derinliği 17.9 km olarak belirlendi. Bu depremin darbesinin şaşkınlığı atlatılmadan bölge aynı gün saat 13:24’de büyüklüğü 7.6 olan Ekinözü depremi ile tekrar sarsıldı. İkinci depremin odak derinliği 10.0 km olarak bildirildi. Birinci depremin hasarları incelenirken ikinci depremi hasarı sahada çalışanlar tarafından gözlendi. Deprem bölgesindeki yaşayanlar sarsıntıyı hissederek yaşarken, bölge dışındakiler TV kanallarından insanların acılarını hissederken bölge halkımız bu acıya ortak oldu ve bina hasarlarını yakından inceleme imkanı buldu. Devletin, hükumetin ve kamu görevlilerinin yanında gönüllülerin dur-durak bilmeyen çalışmalarını TV de izledi.
Deprem yer kabuğunun kırıklar boyunca ani hareketinden meydana gelen titreşim hareketi olarak tanımlanabilir. Bu titreşim hareketinin binaların temellerini zorlayarak binada meydana getirdiği atalet kuvvetleri ile binayı zorlayarak hasar getirmesi de insanları etkileyen en önemli husustur. Binaya etki eden atalet kuvvetleri etkili olduğu için depremin ivmesi hasara etkili olan en önemli parametredir. Deprem salınımı pek çok harmonik hareketin üst üste gelmesinden oluştuğu kabul edilebilir. Bu durum deprem salınımlılarının titreşim (frekans) içeriğinin de depremin önemli bir özelliği olarak kabul etmek gerekir. Binanın bir zemin üzerindeki temellerle yüklerini ilettiği hatırlanırsa, zeminin özelliklerinin de deprem hareketinin ivmesine ve ivmesinin değişimine etkili olacağı açıktır. Zeminin binanın temellerine etkili olan yükü karşılayabilmesi yalnız deprem durumunda değil, düşey yüklerde de geçerlidir.
Binaların taşıyıcı sistemleri düşey yükler yanında deprem yüklerini de güvenli bir şekilde karşılaması beklenir. Taşıyıcı sistemin düşey yüklere ve deprem yüklerine karşı tasarımı yönetmeliklerle düzenlenmiştir. Yurdumuzdaki binaların önemli kısmı betonarme olduğu için betonarme binalar esas alınırsa, TS500 Betonarme Yapılar Tasarım ve Yapımı yönetmeliğinde düşey yükler altındaki tasarım kuralları verilmiştir. Deprem etkisi altında tasarım kuralları da “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar Hakkında Yönetmelik’de verilmiştir. Elde edilen bilgiler ve kazanılan tecrübelerle bu yönetmelik belirli aralıklarla yenilenmiştir. Yurdumuzdaki binaların önemli bir kısmı bu yönetmeliğin 1975 yılı baskısına aittir. Daha sonra bu yönetmelik 1997, 2007 ve 2018 yıllarında yenilenmiştir. Bu yenileme daha çok kuralların daha ileri seviyelere taşınması şeklinde olmuştur. Günümüzde geçerli olan 2018 yönetmeliği, modern yönetmeliklerle kıyas edebilecek şeklindedir. Yönetmeliklere paralel olarak binaların taşıyıcı sistemlerinin tasarımında yapılan analiz yöntemleri ve bunların uygulanmasında da gelişmeler kaydedilmiştir. Özellikle bilgisayar teknolojisindeki ilerlemeler analiz yöntemlerinin uygulanmasında da gelişmeler sağlanmıştır. Genel olarak yurdumuzdaki proje hazırlanmasında önemli ilerlemeler sağlanmıştır.
Betonarme taşıyıcı sistemlerde beton ve donatı ana inşaat malzemesidir. Betonarme inşaatlarda 1970’lerin ortasından itibaren hazır betonun kullanılması bu inşaatlarda beton kalitesinin yükselmesi sağlanmıştır. Betonarme çeliği olarak düz yuvarlak çelik yerine daha kaliteli nervürlü çeliğin kullanılması da taşıyıcı sistem kalitesinin yükselmesine sebep olmuştur.
Binanın inşaatının önemli bir adımı da oluşturulan projenin yerinde uygulanması, binanın inşası ve bu inşaatın denetlenmesidir. Günümüzde bu denetim yapı denetim şirketleri tarafından yapılır. Bu denetimle bina, yönetmeliklere uygun düşey ve deprem yüklerine karşı güvenli olarak inşa edilmiş olur. Taşıyıcı sistem güvenliğinin sağlanması mutlak olarak olmayıp, hasar görme ihtimalinin çok küçük değerlere indirilmesidir. Binanın düşey ve deprem yükleri altındaki taşıyıcı sistem güvenliğinde pek çok parametrenin etkili olduğu kabul edilebilir. Bu parametrelerin en önemlileri zemin özellikleri ve bina özellikleridir.
Önemli deprem hasarı genellikle birkaç kusurun veya eksikliğin beraber bulunmasından ortaya çıktığı kabul edilir. Yurdumuzda deprem hasarının önemli sebepleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
- Projenin uygulanmasında yapılan eksilikler veya uygulama sırasında yapılan değişiklikler önemli hasar sebebi olarak sayılabilir. Eskiye göre denetimin daha etkili bir şekilde yapıldığı bir gerçektir. Ancak, hala bu denetim seviyesinin yeterli olmadığı ve bu yetersizliğin daha çok küçük projelerde meydana geldiği söylenebilir.
- Beton kalitesinde önemli gelişmelerin hazır beton kullanımı ile sağlandığı söylenebilir. Ancak bu konuda da eskiye göre önemli olumlu gelişmeler sağlanmıştır.
- Projenin hazırlanmasında yönetmeliğine tam uyulmaması diğer bir hasar sebebi olarak kabul edilebilir.
Diğer sebepler de sıralanabilir. Ancak önemlileri bu üç husus olarak kabul edilebilir.
Yurdumuzda 1998 Deprem Yönetmeliği ile önemli gelişmeler sağlanmıştır. Ancak, daha önce inşa edilen ve inşa edildiği dönemin yönetmelik kurallarına beton kalitesi ve donatı düzeni bakımından uymayan binalar önemli hasar potansiyeline sahiptir. Binaların deprem güvenliklerini yetersiz ve yeterli diye ayırmak bazı durumlarda kolaylıkla yapılabilir. Bu rağmen, pek çok belirsizliklere sahip olan ve yeterli/yetersiz ara sınırından olan binaların ayrılması kolay değildir.
Son yaşanılan Nurdağı ve Ekinözü depremlerindeki hasarların sebepleri de yukardaki eksiklikler ve kusurlar olarak sıralanabilir. Geniş bir alanda meydana gelen hasar için aşağıdaki iki hususun da eklenmesi uygundur:
- 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki depremin peşpeşe meydana gelmesi rastlanan bir durum değildir. Bu durum hasarın artmasına sebep olmuştur. Birinci depremde önemli hasar gören bina, eğer ikinci deprem meydana gelmeseydi muhtemelen bu bina incelenip hasar seviyesi yüksek bulunursa kontrollü biçimde yıkılacaktı. Ancak ikinci depremin meydana gelmesi ile yıkım kontrolsüz biçimde ve muhtemelen can kaybına sebep olarak ortaya çıkmıştır.
- İki büyük depremin ivme kayıtları henüz incelenmemiş olmakla beraber, muhtemelen frekans içeriklerinden ve ivme değerlerinden dolayı binalarda tasarım değerine yakın büyük deprem kuvvetleri oluşturmuştur. Hasarın bir sebebi de bu kabul edilebilirse, ivme kayıtlarının incelenmesi bu konuya açıklık getirecektir.
- Önemli diğer bir hasar sebebi de, zemin sıvılaşmasıdır. Özellikle Antakya’daki bina hasarları ve su seviyesinin yükselmesi bu duruma işaret etmektedir.