
Mezunlarımızın iş hayatı deneyimlerini dinlediğimiz “Mezun Görüşmeleri” serimize bu hafta Çocuk Gelişimi Programı ilk mezunlarından Gözde BİLGİN ile devam ediyoruz. Özel bir eğitim kurumunda Anaokulu öğretmeni olarak çalışan mezunumuz iş hayatıyla ilgili önemli tavsiyelerde bulundu.
İş hayatına girmekle birlikte özgüvenim arttı ve işlerimi tek başıma yapmayı öğrendim. İnsanlarla daha iyi iletişim kurmayı, sorun çözme becerimin geliştiğini gördüm. İş etiğini öğrenerek tecrübe edindikçe daha da olgunlaştım.
İlk iş deneyimim eğitim hayatım devam ederken sinema sektöründeydi. Şuan çalıştığım okul benim hayalini kurduğum okuldu. İkinci iş deneyimim de burası oldu. İşimi mezun olduktan sonra buldum. Biraz zorlu bir süreçti ama başardım. Her zaman için kurumsal bir okul tercih etmek istiyordum. Bu konuda annem de her anlamda arkamda oldu ve beni destekledi. İnternetten başvurumu yaptım ve heyecanla bekledim daha sonra aradılar ve mülakata çağırdılar. Hikayem de böyle başlamış oldu.
Hocalarımın donanımlarından faydalanmak ve iş hayatıyla ilişkilendirmek benim için büyük bir şanstı.
Üniversitemde aldığım hizmetlerden gayet memnundum, öğrencilik dönemimde aktif bir şekilde etkinliklere katılım sağlamaya çalıştım. Bu tür etkinliklerin geliştirilerek devam etmesini isterim. Bir daha FSM’de okuma şansım olsaydı, kültür sanat ve kariyer etkinliklerine daha fazla katılım sağlamaya çalışırdım ve derslerime aksatmadan girmeye dikkat ederdim. Eğitim aldığım tüm hocalarımın donanımlarından faydalanmak ve iş hayatıyla ilişkilendirmek benim için büyük bir şanstı. FSM’de okumanın avantajlarını yaşadım diyebilirim.
Bir anaokulu öğretmeninde olması gereken özelliklerden en önemlisi karşı tarafa güler yüzlü olup enerjisini hissettirmektir. Ekip çalışmasına yatkın, kendini geliştirmeye açık ve enerjik olması gerekmektedir. İş görüşmemde yöneticilere bunu yansıttığımı düşünüyorum ki görüşmem olumlu geçti. Tabi ki FSM’de almış olduğum eğitimin kaliteli olması ve yaptığım stajlar da işe alınmamda etkili oldu. Pratik sahayı tecrübe etmek başta zor gibi görünse de beni çok fazla zorlamadı. Çünkü üniversitemde aldığım eğitimin staj deneyimlerimle bütünleşmesi mesleğimi icra etmem konusunda bana yardımcı oldu. Şu an eğitime devam eden arkadaşlarıma da stajlarına ve derslerine önem vererek çalışmalarını, sık sık eğitimleri ve seminerleri takip edip onlara katılmalarını öneriyorum.
Bir anaokulu öğretmeni özverili olmalı, en önemlisi çocukları sevmeli ve onlarla vakit geçirmekten keyif almalı.
Pandemi sürecindeki iş hayatım oldukça zor. Öğretmenler bu dönemde daha fazla özverili çalışmalı. Benim en çok zorlandığım ve beni üzen şey öğrencilerime dokunamamak, onlara sarılamamak ve bedensel temasta bulunamamak. Bu süreçte kendimizce birbirimize dokunamasak da beden diliyle çeşitli hareketler ürettik. Ellerimizi omuzumuza götürerek kelebek kucaklaşması yapıyoruz ve böylelikle birbirimize sarılmış oluyoruz. Umarım en kısa zamanda normale döneriz ve öğrencilerime bir an önce kavuşurum