İstanbul’un Fethinin 570. Yıl Dönümüne Özel “Fetih ve Ayasofya” Paneli

Üniversitemiz, İstanbul’un Fethinin 570. yılı dolayısıyla kadim mabedimiz Ayasofya Camii gölgesindeki Ayasofya Yerleşkesinde “Fetih ve Ayasofya” başlıklı panel düzenledi. Panelde Fetih ve Ayasofya’nın edebi ve tarihi boyutu, alanında duayen isimler tarafından anlatıldı.


Fethin Düşündürdükleri…
Başkanlığını Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı’nın gerçekleştirdiği ilk oturumda Prof. Dr. Abdülkadir Özcan "İstanbul'un Fethi ve Düşündürdükleri", Prof. Dr. Fahameddin Başar "Fetih Sonrası İstanbul'un İskanı ve İmarı", Prof. Dr. Nihat Öztoprak "Fethin Klasik Türk Edebiyatına Yansıması" başlıklı konuşma yaptı. Rektörümüz, büyük milletlerin büyük tarihler yapan milletler olduğunu belirterek "Fetih ve Ayasofya bugünümüzü bile etkilemeye devam etmektedir; devam edecektir.” diye konuştu. 

İstanbul Denilince...
Daha sonra söz alan Prof. Dr. Abdülkadir Özcan, fetih denilince İstanbul, Fatih Sultan Mehmet ve Ayasofya'nın akla geldiğini kaydederek İstanbul'un fetih sürecini ve sonrasında yaşanan gelişmeleri dinler tarihi açısından ele aldı. Peygamberimizin "İstanbul elbette fethedilecektir, onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onun askerleri ne güzel askerlerdir." sözlerini hatırlatan Özcan, "Kur'ân-ı Kerîm'de bu çerçevede Rum Suresi olduğunu görüyoruz.” diye konuştu. İstanbul’un tarih içinde birçok kez kuşatıldığını ama fethin, İkinci Mehmet'e nasip olduğunu ifade eden Özcan, “Fetihte Fatih Sultan Mehmet'in hocası Akşemsettin'in rolünü unutmamak gerekir" diyerek Akşemsettin'e İstanbul'un manevi fatihi denilmesinin sebebini anlattı. Özcan, Akşemsettin'in fetih esnasında Fatih ve askerlerine yazdığı mektuptan paragraflar okudu.

Dünya Tarihi Açısından da Önemli
İstanbul’un fethinin önemine vurgu yapan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Fahameddin Başar, “İstanbul’umuzun fethinin 570. yılını idrak ediyoruz. Bu fetih Türk tarihi için olduğu kadar dünya tarihi içinde çok anlamlı bir fetih. İstanbul, fetihten sonra Osmanlı Devleti’nin başkenti oldu ve hızlı bir gelişme sürecine girdi. Aslında İstanbul’un fethi bu şehir için bir kurtuluş idi. Çünkü İstanbul, on üçüncü yüzyıl başlarında Latin işgaline uğramış ve Latinler bu işgal sırasında şehri ateşe vermiş, bütün sanat eserlerini ve binalarını tahrip etmişlerdi. Latinler 57 yıl sonra buradan ayrılmak zorunda kaldıklarında da şehri yağmalamış ve daha da tahrip etmişlerdi. Oysa Fatih Sultan Mehmed ise fetihten sonra şehrin harap halini görünce buna çok üzülmüş ve İslami geleneğe göre savaşla elde edildiği için askerin üç gün yağma hakkı varken ilk gün yağmayı önlemiş ve başlatmış olduğu iskân ve imar çalışmalarıyla çok kısa bir sürede bu şehri bir Türk-İslam şehrine dönüştürmüştü." diye konuştu. 

86 Şiiri Günümüze Ulaştı
Prof. Dr. Nihat Öztoprak "Fethin Klasik Türk Edebiyatına Yansıması" başlıklı konuşmasında insanların yaşarken hissettiklerine ve duyduklarına edebiyatta yer verdiklerini belirtti. Fatih Sultan Mehmet’in Avni mahlasıyla şiirler yazdığını hatırlatan ve şu an elimize ulaşan 86 şiirinin bulunduğunu dile getiren Öztoprak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Büyük insanlar hayalleri varsa bir hedef oluşturur ve hedeflerine ulaşırlar. Fatih Sultan Mehmet şairane ve yüce gönüle sahip olduğu için İstanbul’un fethini hep hayal etmiş ve hayalini de gerçekleştirmiştir. Bu sebeple biz 'Hayali olmayan şair, şair değildir' deriz.” 

Fetih Sonrası İstanbul
Saat 16.00’da başlayan ikinci oturumun başkanlığını ise Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun üstlendi. İlk olarak söz alan Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşçı “İslam Kaynaklarında İstanbul ve Ayasofya” başlıklı bir konuşma yaptı. İstanbul’un fethinden önce de fetihle ilgili haberlere yer veren çok sayıda kaynağın bulunduğunu ifade eden Küçükaşçı, bu nedenle tarihin çok iyi incelenmesi gerektiğini söyledi. Küçükaşçı, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in yaşadığı dönemden örnekler verdikten sonra İbn Kesîr gibi tarihçilerin de çalışmalarından kesitleri katılımcılarla paylaştı.

İstanbul Sanatın Merkezidir
Konuşmasında İstanbul’un önemine değinen Prof. Dr. Çiçek Derman, “İstanbul şehrinin sanat alanındaki en önemli özelliği, İstanbul’un fethiyle başlayan ve bugüne kadar kesilmeden devam eden merkez olma hürriyetini korumasıdır. Bugün de halen İstanbul, sanatın merkezidir. Osmanlı Devleti içinde yetişmiş sanata kabiliyeti olan gençlerin ve çocukların sanatlarını icra edebilmek, birer isim olarak ortaya çıkabilmeleri için mutlak ve mutlak yollarının İstanbul’dan geçmesi gerekiyor. Çünkü İstanbul onları ruhen olgunlaştırıyor ve sanata hazır hale getiriyor.” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Çiçek Derman, İstanbul'un dün olduğu gibi bugün de sanat açısından önemini korumaya devam ettiğini sözlerine ekledi.

Ayasofya'da Müderris Olmak...
Prof. Dr. Çiçek Derman konuşmasının ardından sözü Said Nohut'a bıraktı. Oturumun son konuşmacısı olan Nohut,  “Ayasofya Medresesi ve Müderrisleri” başlıklı sunumunda Ayasofya’nın müderrislerin kariyerinde önemli bir yere sahip olduğuna vurgu yaptı. Müderrislerin daha sonra devletin önemli kademelerinde de görev aldığını dile getiren Nohut, tarihten örnekler verdi. Nohut, “Hangi medresede okuduğunuzdan ziyade  hangi müderristen okuduğunuz daha önemliydi” diyerek Ayasofya'da müderris olmanın önemine dikkat çekti. Etkinlik, soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.

 

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.