Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’ni ziyaret etti. Özvar, yükseköğretimde sürdürülebilirlik, programlarda sadeleşme ve yeni eğitim modellerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

“FSMVÜ’nün yükseköğretimde özel bir yeri var”

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Fatih Sultan Mehmed Han’ın vakıfları üzerine kurulan bir üniversitede bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Türkiye’de 208 üniversitenin faaliyet gösterdiğini, bunlardan 79’unun vakıf üniversitesi olduğunu belirten Özvar, “Faaliyetini sürdüren üniversiteler içerisinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinin özel bir yeri var.” dedi.

Prof. Dr. Şimşek: “Tarihi bağları güçlü bir Üniversiteyiz”

FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek ise YÖK Başkanı Özvar’ı ağırlamaktan memnuniyet duyduklarını ifade etti. Üniversitenin 2010 yılında kurulmuş genç bir kurum olduğunu ancak güçlü bir tarihsel mirasa sahip olduğunu vurgulayan Şimşek, “1471 yılında kurulan Fatih Sultan Mehmed Han Vakfı’nın üniversitesi olarak medeniyetin taşıyıcısı konumundayız.” diye konuştu.

Sürdürülebilirlik vurgusu

Özvar sözlerinin devamında sürdürülebilirlik konusunun günümüzde üniversitelerin ana gündem maddeleri arasında yer aldığını belirterek, vakıf anlayışının Türk-İslam medeniyetinin insanlığa bıraktığı en önemli miraslardan biri olduğunu söyledi. FSMVÜ’yü destekleyen vakfın yarım bin yılı aşan geçmişe sahip olduğuna dikkati çeken Özvar, bunun büyük bir kültürel zenginlik olduğunu ifade etti.

Yükseköğretimde sadeleşme sürecek

İkinci öğretimin kaldırılmasıyla üniversitelerde zaman boşlukları oluştuğunu kaydeden Özvar, istihdam imkânı sınırlı olan bazı programların sistem dışına çıkarıldığını belirtti. Bu yıl yeni bir sadeleşme daha yapılacağını aktaran Özvar, üniversitelerden bu programları açma ısrarından vazgeçmelerini beklediklerini söyledi.

Yapay zekâ ve bilişim programları artacak

Bilim ve teknolojideki hızlı değişimlere işaret eden Özvar, çağın yetkinliklerine uygun olarak yapay zekâ ve bilişim ağırlıklı programların açılmaya devam edeceğini bildirdi. Son üç yılda sisteme 20’ye yakın bilişim ve yapay zekâ temelli program kazandırıldığını ifade etti.

“8 sömestirlik eğitim 3 yılda tamamlanabilecek”

Özvar, lisans eğitimine ilişkin yeni bir modele yönelik çalışmaları da paylaştı. Öğrencilerin program yeterliliklerinden taviz verilmeden daha kısa sürede mezun olmalarının hedeflendiğini belirten Özvar, “8 sömestirlik eğitim, aynı kredi yükü korunarak 3 yılda tamamlanabilecek. Bu uygulama Türkiye’de ilk kez hayata geçirilecek.” dedi.

Uzun süreli staj dönemi

Mevcut staj sürelerinin yeterli olmadığını vurgulayan Özvar, en az bir dönem sürecek uzun süreli stajların uygulanacağını söyledi. Özvar, “Öğrenciler uygulamanın içinde ne kadar fazla yer alırsa mezuniyet sonrası iş gücüne katılımları o ölçüde kolaylaşacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Program kapsamında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi bünyesinde bulunan Yenikapı Mevlevihanesi’ni ziyaret eden Prof. Dr. Erol Özvar, ardından FSMVÜ yönetimi ve akademisyenleriyle birlikte senato toplantısına katıldı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi (ORDAM) ile İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğinde yürütülen “Kudüs ve Gazze Ekseninde Filistin ve Siyonizm Meselesi” sosyal sorumluluk projesi kapsamında eğitim alan öğretmenler için sertifika töreni düzenlendi.

Prof. Dr. Şimşek: Üniversiteler yalnızca bilim değil, duruş da üretir

Törende konuşan Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek, Gazze’de büyük bir insanlık dramı yaşandığını belirterek, “Gazze’de her üç çocuktan biri düzenli eğitime ulaşamıyor. Bu durum meseleyi yalnızca bugünün değil, geleceğin de meselesi haline getiriyor. Bu noktada eğitimcilere büyük sorumluluk düşüyor.” dedi.

Üniversitelerin toplumsal meselelerde bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Şimşek, “Üniversiteler yalnızca bilim üretmez, duruş da üretir. Fatih Sultan Mehmed Han’ın vakfının kurduğu bir üniversite olarak bizim tarafımız ve tavrımız nettir.” ifadelerini kullandı.

FSMVÜ’de Filistinli öğrencilere yüzde 100 burs

Prof. Dr. Şimşek, Üniversite bünyesinde Filistin’e yönelik birçok faaliyet yürütüldüğünü belirterek, “2025-2026 Akademik Yılı kapsamında Filistinli öğrencilerimizle bir araya geldik ve tamamına yüzde 100 burs imkanı sağlıyoruz. Ayrıca İsrail ve destekçilerine yönelik ürün boykotunu kurumsal düzeyde sürdürüyoruz” dedi.

Sözlerinin devamında FSMVÜ bünyesinde faaliyet gösteren Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin Türkiye’deki 50 Kadın ve Aile Araştırmaları Merkezi iş birliğiyle yayınlanan Filistin Bildirisi’ne destek verdiğini hatırlatan Şimşek, öğrencilerin de Filistin’e insani yardım için yürüyüş düzenlediğini aktardı. Tüm bunların yanı sıra Akademik Açılış ve Lisansüstü Mezuniyet derslerinin de Gazze ve Filistin temasıyla gerçekleştirildiğini ifade etti.

Prof. Dr. Kurşun: Filistin kalbimizden silinemez

ORDAM Müdürü Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun ise Filistin’in yalnızca coğrafi bir mesele olmadığını belirterek, “Filistin’i yeryüzünden silebilirsiniz ama kalbimizden silemezsiniz. Biz farkındalık projelerini bu nedenle başlattık” dedi.

Gazze’de halen sağlık ve eğitim hizmetlerine erişemeyen binlerce insan bulunduğunu vurgulayan Kurşun, ateşkes süreçlerine rağmen saldırıların sürdüğünü ve Filistin meselesi etrafında uluslararası düzeyde ideolojik eğitim faaliyetleri yürütüldüğünü ifade etti.

Öğretmenlerden Filistin vurgusu

Program kapsamında eğitim alan öğretmenler de törende konuşma yaptı. Sosyal Bilgiler Öğretmeni Mine Ekinci, “Filistin: Dünden Bugüne Bir İnsanlık Dramı” başlıklı konuşmasında, “Ben bir insanım ve zulmün karşısındayım. Eğer mesele taraf tutmaksa, ben hakkın tarafındayım.” dedi.

Ekinci, yaşanan insanlık dramı nedeniyle bu yıl öğrencileriyle İnsan Hakları Günü’nü kutlamadığını belirterek, “Filistin’i yok sayarak insan haklarını kutlamak içime sinmedi.” ifadelerini kullandı.

“Kelimeler kuşaklardan kuşaklara aktarılır”

Uzman Psikolojik Danışman Tuğba Kandur ise Filistin halkının direnişinde kelimelerin önemine dikkat çekerek, “Filistinlilerin tankları ve tüfekleri yok ama kelimeleri var. Silahlar yok ederken, kelimeler var eder ve kuşaklardan kuşaklara aktarılır.” değerlendirmesinde bulundu. Kandur, Filistin halkının okuma ve yazma yoluyla kimliğini ve hafızasını koruduğunu vurguladı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi tarafından düzenlenen Ernst Hirsch Fikri Hukuk Farazi Dava Yarışması’nda önemli bir başarıya imza attı.

Türkiye genelinde yaklaşık 70 takımın başvurduğu, ön değerlendirmelerin ardından 40 takımın yarışmaya katılmaya hak kazandığı organizasyonda, FSMVÜ Hukuk Fakültesi öğrencileri Başak Kezban Uluğ ve İremnur Gökdemir hem yazılı aşamada hem de sözlü performanslarıyla öne çıktı.

Yarışmanın yazılı bölümünde hazırladıkları metinlerle jüri tarafından tam not alan öğrenciler, “En İyi Dava Dilekçesi” ve “En İyi Cevap Dilekçesi” ödüllerinin sahibi oldu.

Takımımız, yazılı aşamadaki başarılarının ardından sözlü turda da başarılı bir performans sergileyerek çeyrek finale yükseldi. Elde edilen bu sonuç, öğrencilerimizin akademik donanımını ve uygulama becerilerini bir kez daha ortaya koydu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi olarak, bu değerli başarıları dolayısıyla öğrencilerimizi gönülden tebrik ediyor, yarışma süreci boyunca kendilerine rehberlik eden Araştırma Görevlisi Esra Gültekin’e katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi tarafından düzenlenen “Yaşadığımız Çağda Aile” başlıklı konferansta aile kurumunun toplumsal yapıyı belirleyici etkisi, modern dünyanın oluşturduğu tehditler ve kültürel değerlerin önemi ele alındı.

İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin konuşmacı olduğu programa FSM Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Turan Gökçe ve İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir katıldı.

“Aile muhtaçlık hisseden insanların oluşturduğu bir topluluktur”

İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Abdurrahman Özdemir konuşmasında, ailenin anlam dünyasına vurgu yaptı. Özdemir, “Ail, muhtaç anlamına gelir. Aile de sevgi, bağlılık gibi duygulara muhtaçlık hisseden insanların oluşturduğu bir topluluktur. Annelerimiz kariyer sahibi değillerdi ama anne olmayı çok iyi biliyorlardı. Babalarımız akademik olarak ilerlememişlerdi fakat irfan sahibiydiler. Bu tevazuyu ve irfanı nesilden nesile aktardılar.” dedi.

“Aile, günümüzün en önemli imtihan alanlarından biri”

FSMVÜ Rektörü Prof. Dr. Nevzat Şimşek, Cumhurbaşkanlığı tarafından 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlatarak, aile kavramının günümüzde daha fazla önem kazandığını ifade etti. Şimşek, “Aile, günümüzün en önemli imtihan alanlarından biri. Tarihten aldığımız birikimle aile konusunda çalışmalarımızı yoğunlaştırmamız gerektiğini düşünüyorum.” değerlendirmesinde bulundu.

Prof. Dr. Saffet Köse: “Aileyi bozarsanız her şeyi bozarsınız”

Konferansa konuşmacı olarak katılan Prof. Dr. Saffet Köse, aile kurumunun toplumsal düzen için temel niteliği taşıdığını belirterek; “Aileyi bozarsanız, her şeyi bozarsınız. Cin ve insan şeytanları en fazla aileyle uğraşırlar. Aile ile devlet benzer temellerden oluşur. İkisini ayakta tutan muhabbettir.” ifadelerini kullandı.

“Modern dünya bireyselliği teşvik ediyor”

Modern dünyada bencillik ve parçalanmanın öne çıktığını vurgulayan Köse, İslam ahlakının temelini paylaşma duygusunun oluşturduğunu söyleyerek; “Bizim medeniyetimizde bireysellik yoktur, fert olmak vardır. Fert, bulunduğu yere değer katan kişidir.” diye konuştu.

“Ev meskendir, huzur yuvasıdır”

Konuşmasının devamında aile içi huzurun çocukların gelişimine yansıdığını belirten Köse, günümüzde babalığın zayıflaması ve annelerde görülen tükenmişlik sendromunun ciddi bir sorun oluşturduğunu dile getirdi. Köse, “Hiçbir okul evin sıcaklığını, hiçbir öğretmen anne ve babanın yerini dolduramaz. Aile, çocuk doğduğu andan itibaren başlar.” dedi.

“Kendi kültürel kodlarından uzaklaşanlar başkalarının hikâyesinin parçası olur”

Aile yapısının korunması için annelik ve babalık rollerinin güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Köse, kültürel değerlere bağlılığın önemine dikkat çekti.
Köse, “Kendi değerler dünyamız içinde kendimizi tanımlarsak kazanan biz oluruz. Kendi kültürel kodlarından uzaklaşanlar, başkalarının hikâyesinin parçası olurlar.” ifadelerini kullandı.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi (ORDAM) ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle başlatılan “Kudüs ve Gazze Ekseninde Filistin ve Siyonizm Meselesi” projesi kapsamında öğretmenler, Filistin ve Siyonizm konusunda farkındalık eğitimi alıyor.

Proje hakkında değerlendirmelerde bulunan ORDAM Müdürü Prof. Dr. Zekeriyya Kurşun, Gazze’deki insanlık dramına dikkat çekerek, “Üçüncü yılına giren Gazze soykırımı, kadın, çocuk, yaşlı, öğrenci ve sağlık çalışanları dahil yüzbinlerce insanın hayatına mal oldu. Uluslararası toplum, yaşananları göz ardı etmemeli ve Filistinlilerin haklarını iade etmek için harekete geçmelidir” dedi.

“Öğretmenler öğrencilerle bilgiyi paylaşacak”

Prof. Dr. Kurşun, eğitimcilerin önemine vurgu yaparak, “Gençlerimiz konuya anne-baba veya sosyal medya aracılığıyla aşina olabiliyor. Ancak sürdürülebilir farkındalık için doğru bilgi ile beslenmeleri şarttır. Bu nedenle öğretmenlerimize verdiğimiz eğitim, onların öğrencilerine aktaracağı güçlü bir bilinç oluşturmayı hedefliyor” diye konuştu.

Seminerlerde kapsamlı eğitim veriliyor

FSMVÜ’de düzenlenen eğitimlerde, Filistin tarihi, halkın toprak ve egemenlik hakları, bölgedeki Osmanlı mirası ve uluslararası hukuk açısından değerlendirmeler ele alınıyor. Ayrıca Siyonizm’in amaçları ve dünyada ileri sürülen yanlış iddialar da öğretmenlere aktarılıyor.

Prof. Dr. Kurşun, “Holokost üzerinden pazarlanan Siyonizm karşısında en güçlü silah bilgi ve bilinçtir. Öğretmenlerimizi bu konuda donanımlı hâle getiriyoruz. Onlar, bizim ulaşamadığımız noktalarda öğrencilerimizi bilinçlendirecek” ifadelerini kullandı.

Hedef: Türkiye geneline yaygınlaştırmak

Prof. Dr. Kurşun, projenin önce İstanbul’da, ardından 81 ilde yaygınlaştırılacağını belirterek, “Üniversitede üretilen bilgi toplum geneline aktarılırken, Türkiye’nin Filistin ile olan tarihi bağları ve geleceğe yönelik hedefleri de görünür hâle gelecek” açıklamasında bulundu.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin başvuruda bulunduğu Türk Üniversiteler Birliği (TÜRKÜNİB) üyeliği, Özbekistan’ın Taşkent kentinde gerçekleştirilen TÜRKÜNİB 8. Genel Kurul Toplantısı’nda kabul edildi.

FSMVÜ’nün TÜRKÜNİB’e katılımının, kuruluşundan bu yana Türk Dünyası odaklı akademik çalışmalarını sürdüren Üniversitemizin bölgedeki yükseköğretim kurumlarıyla ilişkilerini daha da güçlendirmesi bekleniyor. Üyelik sayesinde Türk Devletleri Teşkilatı üyesi ülkelerin üniversiteleriyle yürütülecek ortak akademik projelerin, araştırma iş birliklerinin ve bilimsel etkinliklerin sayısının artması öngörülüyor.

Üyeliğin en önemli çıktılarından biri olarak, Üniversitemizde uygulanmaya başlanacak Orhun Değişim Programı kapsamında FSMVÜ ile Türk Üniversiteler Birliği üyesi üniversiteler arasında yapılacak protokoller doğrultusunda karşılıklı öğrenci ve öğretim üyesi değişimlerinin hayata geçirilmesi planlanıyor. Bu kapsamda, FSMVÜ öğrencileri ve akademisyenleri Türk Dünyası üniversitelerinde eğitim, araştırma ve kültürel paylaşım imkanlarına sahip olacak.

FSMVÜ, bu önemli adımla Üniversitenin uluslararasılaşma vizyonuyla uyumlu olarak Türk Dünyası’ndaki akademik etkileşimi daha da güçlendirmeyi hedefliyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Uygulama ve Araştırma Merkezi (PUAM), bireylerin psikolojik iyi oluşunu desteklemek amacıyla Üsküdar Yerleşkesinde psikolojik danışmanlık ve terapi hizmetlerini sunmaya başladı.
PUAM, alanında uzman psikolojik danışman ve terapist kadrosuyla; bireysel psikoterapi, çift ve aile terapisi, grup çalışmaları ve psikoeğitim programları yürütmektedir. Tüm süreçlerde danışanlara güvenli, etik ve gizlilik esaslı bir ortam sağlanır. Seanslar, gerekli durumlarda ilgili öğretim üyeleri tarafından süpervizyon ile desteklenmektedir.

Merkez, yalnızca bireysel terapi hizmetleriyle değil; önleyici ruh sağlığı çalışmaları, psikolojik farkındalık etkinlikleri ve bilimsel araştırmalar ile de toplumun iyi oluşuna katkı sunmayı amaçlamaktadır. PUAM, FSMVÜ’nün insan odaklı eğitim anlayışıyla uyumlu biçimde, kanıta dayalı ve kişiye özgü bilimsel uygulamalar yürütmektedir.

Neler Sunuyoruz?

• Bireysel psikoterapi (yetişkin/ergen)

• Çift ve aile terapisi

• Grup çalışmaları ve psikoeğitim programları

• Ön görüşme ve ihtiyaç değerlendirmesi

Yer: FSMVÜ Üsküdar Yerleşkesi – PUAM
İletişim/Randevu:  • [email protected]ç.tr • 0212 521 81 00 - 6014

"Yükseköğretim Kurulu (YÖK) öncülüğünde hayata geçirilen proje kapsamında, Üniversitemiz bünyesinde akademik araştırmaların toplumla daha etkili bir şekilde paylaşılmasını amaçlayan ‘Bilim İletişimi Ofisi’ açıldı.Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Şimşek öncülüğünde Üniversitemiz bünyesinde Bilim iletişimi Ofisi resmen açıldı ve çalışmalarına tüm hızıyla başladı.  Rektörümüz Prof. Dr. Nevzat Şimşek, Üniversitemizin bilimin toplumla paylaşılmasını Üniversitemizin her zaman önemsediğini dile getirerek “Bilim İletişimi’ ofisiyle bu çalışmalarımızın taçlandığını belirtti. YÖK’ün bilim iletişimine verdiği stratejik önem dikkat çeken Rektörümüz Prof. Dr. Şimşek, “Yükseköğretim Kurulunun değerli ekibine, bu sürecin yürütülmesine gösterdikleri özverili çalışma için çok teşekkür ederiz.” şeklinde konuştu.