
“Mezun Röportajları” serimize Eyüboğlu Eğitim Kurumları’nda Resim Öğretmeni olarak çalışan ve kendi girişimiyle atölyesini açan Geleneksel Türk Sanatları Bölümü mezunumuz Ebru Baştuğ ile devam ediyoruz. Baştuğ, öğrencilik yıllarında katıldığı eğitimlere vurgu yaparak “üniversitemde katıldığım seminerler, sertifika programları ve projelerim özgeçmişimde öne çıkan kriterlerdi. Henüz mezun olmamış arkadaşlarıma en büyük tavsiyem sertifika programlarına katılarak kendileri geliştirmeleri” diyor.
Eyüboğlu Eğitim Kurumları’nda Resim Öğretmeni olarak çalışıyorum. Bu, ilk iş deneyimim değil. Mezun olmadan önce farklı sektörlerde de çalıştım fakat mezun olduktan sonra daha düzenli bir iş hayatım olsun istedim. Kariyer Merkezi’nin web sitesinde yer alan özgeçmiş formatlarından yararlanarak bir özgeçmiş oluşturdum ve internet üzerinden başvurumu yaptım. Epey zorlu mülakatlardan geçtim. Eyüboğlu Eğitim Kurumları çok köklü ve IB eğitim (Uluslararası Bakalorya Diploma Programı) veren bir okul. Yani Türkiye’de bu eğitimi veren 4-5 okuldan birisiyiz. Bu yüzden tecrübesiz bir aday almak istemeyebiliyorlar. Üniversitemde almış olduğum eğitim, farklı kurumlarda aldığım sertifikalarım ve daha önce de yaptığım workshoplar’ın işe alınmamda etkili olduğunu düşünüyorum.
“Almış olduğum beden dili ve etkili iletişim eğitimleri mülakatta çok işime yaradı”
Üniversitemde katıldığım seminerler, sertifika programları ve projelerim özgeçmişimde öne çıkan kriterlerdi. Henüz mezun olmamış arkadaşlarıma en büyük tavsiyem sertifika programlarına katılarak kendilerini geliştirmeleri. Mülakatta kurum yetkililerinin dikkatini çeken aldığım sertifikalardı. Ben, sadece aldığım eğitim üzerine değil, kişisel gelişimime de katkı sağlayacağını düşündüğüm birçok farklı eğitime katıldım. Almış olduğum beden dili ve etkili iletişim eğitimleri mülakatta çok işime yaradı. Öğretmen olarak çalıştığım için hazırlamış olduğum sunumlara, konuşmama, beden dilime çok dikkat ettiler. Mülakata gitmeden önce bana sorabilecekleri soruları öngörerek kendimi iyi ifade ettiğimi düşünüyorum.
Çalışmış olduğum kurum IB eğitim verdiği için yurtdışı bağlantılı çalışıyoruz. Öğrenciler hem İngiltere için hem Türkiye için karne alıyorlar. Ben de Geleneksel Türk Sanatları okuduğum için, her iki ülkede de bu gibi şeylere çok önem veriliyor. Çalıştığım kurum geniş kapsamlı düşünen, köklü bir okul. Sadece bir resim öğretmeni gibi düşünüp, derste öğrencilere sadece resim yaptırmıyorum. Resim derslerinde öğrencilere birey olmayı öğretiyoruz. Derslerde kullanmamız gereken kelimeler var örneğin. “Sen bir bireysin ve kendi yaratıcılığını katıp bir resim yapabilirsin” diyerek öğrencilerin ufkunu da genişletmeyi amaçlıyoruz.
“Üniversitemdeki bütün makineleri kullandım, yalnızca halı dokuma değil birçok alanda uzmanlaştım”
Üniversitemde aldığım eğitimi iş hayatımda kullanabiliyorum. Halı Kilim ve Kumaş desenleri okuyup mezun olan çok az kişi var. Ben halı dokuma okumanın haricinde keçe, ahşap baskı gibi dallarda da kendimi geliştirdim. Okulumdaki dikiş ve nakış makinesini de öğrendim. Bu yüzden tekstil alanında da çalışabilirim. Üniversitemdeki imkanlar çok fazlaydı. Çok pahalı ve kaliteli makineler vardı. Alanım dışında olmasına rağmen ben hepsini kullandım, yalnızca halı dokuma değil birçok alanda uzmanlaştım. Hocalarım bu konuda bize çok destek oldular ve bize çok katkı sağladılar. Benim aldığım eğitim uygulamalı bir eğitim olduğu için, iş hayatımda rahatlıkla kullanabiliyorum. FSM’de okumanın avantajlarını yaşadım. Ben yıllardır workshop yaptığım için öğrencilere sadece resim yaptırmıyorum. Oyuncak yaptırıyorum, dikiş diktiriyorum, halı dokutuyorum, keçe yaptırıyorum. Üniversite hayatımda yaptığım her şeyin faydasını şimdi iş hayatımda görüyorum.
İş hayatına girince organize olmayı öğrendim. Yönetme vasfım gelişti. Biraz daha profesyonel davranmayı öğrendim. Yabancı dilimi geliştiriyorum. Bilgisayar programlarında çok daha iyi olmaya başladım. Farklı bir eğitim alıyorum, ufkum genişliyor. İleride çocuğum olsa şu an nasıl yetiştirebilirim çok iyi biliyorum. Yaptığım iş çocuklara ders anlatmak olarak görülebilir ama burada çocukların bilinçaltını geliştirip, özgüvenli çocuklar yetiştirmeye çalışıyoruz.
“Mezun olmadan önce mutlaka gönüllü çalışmalara katılın”
Öğrenci arkadaşlarıma tavsiyem, kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak eğitimlere katılmaları. İş sahası gezilerine katılıp, iş hayatını yerinde görmeleri çok önemli. Bu yüzden mezun olmadan önce gönüllü çalışmalara da dahil olsunlar. Ben, kendi girişimimle atölyemi açtım. Bunu öğrencilik hayatımda da denedim ama olmadı. Yeterli deneyimim yoktu. Ama zaman geçtikçe iş birikimim oldu, çevremi genişlettim. Sosyal medyayı aktif kullandım. Yaptığım işleri burada paylaştım. Bein Sports yetkilisi yaptığım işleri sosyal medyadan görüp benimle iletişime geçti örneğin. Pandemi döneminde TV çekimlerine gidip çocuklara yönelik sanatsal atölye eğitimleri verdim. Her anlamda bana faydası oldu.
Üniversitemde verilen tüm imkanlardan sonuna kadar yararlandım. Kariyer Günleri’nde bizim gibi Geleneksel sanatları okuyan öğrencilere fırsat verip, stant kurmamıza destek oldular. Burada yapmış olduğumuz sanatları sergiledik ve satış yapabildik. Her üniversitede böyle imkanlar olmayabiliyor. Dekanın odasına girip fikir danışabiliyorduk örneğin. Kariyer Merkezi’ne, SKS’ye gidip deneyimlerinden yararlanabiliyorduk. Bu anlamda üniversitem öğrencilerine çok açık davranıyordu. Kariyer Merkezi, öğrencilik zamanımda kendi üniversitemdeki öğrencilere eğitim vermem için bana destek oldu. Buna farklı üniversitelerde okuyan arkadaşlarım çok şaşırdı mesela. Tabii öğrenci arkadaşlarımın da girişken olması gerekiyor. Ben aktif bir öğrenciydim, her birime gidip tanışıyordum. Avantajlardan bu şekilde yararlandım.