Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sesli Betimleme Projesi halk oylamasıyla Türkiye’nin en iyi sosyal sorumluluk projesi seçildi.
Görme ve işitme engelli bireylerin kültür ve sanat faaliyetlerine erişimini amaçlayan Sesli Betimleme Projesi, 2021 Türkiye Kristal Küre Ödülleri’nde Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi ödülüne değer görüldü. Medya, sinema, iş dünyası, spor, sağlık gibi alanlarda faaliyet gösteren kişi ve kurumların halk oylaması ile ödüllendirildiği Türkiye Kristal Küre Ödülleri, bu yıl 24 farklı kategoride verildi. Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi kategorisinde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca yürütülen Sesli Betimleme Projesi ödül kazandı. Ödüller daha sonra ilan edilecek bir tarihte sahiplerine takdim edilecek.
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi, topluma karşı sorumluluklarının bilincinde bir eğitim kurumu olarak öğrencilerin, akademisyenlerin ve idari kadronun sosyal farkındalığını artırmak üzere etkinlikler ve projeler geliştiriyor. Bu doğrultuda Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı yürütücülüğünde, Meslek Yüksekokulu Engelliler İçin Gölge Öğreticilik Programı Öğr. Gör. Sümeyra Özdemir’in koordinasyonuyla hazırlanan Sesli Betimleme Projesi ile Dilsiz filmine sesli betimleme, işaret dili ve alt yazı seçenekleri eklenerek görme ve işitme engellilerin erişimine sunuldu. İnzivaya çekilmiş usta bir hattat ile genç bir ressamın yollarının kesişmesini konu alan 2019 yapımı Dilsiz filmi, gönüllü öğrencilerin çabalarıyla sesli betimleme, işaret dili ve alt yazı eklenmiş hâliyle yeniden gösterildi. Engelsiz yeni hâliyle geçen temmuz ayında Üniversitede gösterilen filmin ikinci gösterimi ise Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde Kocaeli Kongre Merkezi’nde yapıldı. Oyuncular ve yönetmenin katılımıyla yapılan bu özel gösterimlerin ardından film Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi, Sesli Betimleme Derneği (SEBEDER), Boğaziçi Üniversitesi Görme Engelliler Teknoloji ve Eğitim Laboratuvarına (GETEM) bağışlandı.
Hayatın her alanına erişim
Ödül ve proje hakkında değerlendirmelerde bulunan Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Kudret Doğan Sesli Betimleme Projesi’nin, özel gereksinimli bireylerin hayatın her alanına erişimlerini desteklemek için başlattıkları Sesli Kitaplık Projesi’nin devamı niteliğinde olduğunu dile getirdi.
Gönüllü öğrenciler sayesinde Dilsiz filmini özel gereksinimli bireylerin erişimine sunduklarını söyleyen Doğan, “Sesli Betimleme Derneği’nden eğitim alan gönüllü öğrencilerimiz Dilsiz filmini engelsiz hâle getirdi. Görünenden öteyi yaşatan, duyulandan öteyi hissettiren Dilsiz filmini engelsiz hâle getirirken, Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı başta olmak üzere, filmin yapımcıları TRT ve Rasathane Film’den yönetmen ve oyunculara kadar herkesin desteğini gördük. Özel gereksinimli bireylerin sosyal yaşamlarına az da olsa katkı sunmak istedik.” diye konuştu.
Bu projede imece var!
Proje ile aynı zamanda farkındalık sağlamak ve empatiyi geliştirmek istediklerini belirten Doğan, “Başkalarının ihtiyacını hisseden ve bunun için emek veren öğrencilerimizin yanında akademisyenlerimizden idari personelimize herkesin projeye ilgi göstermesi bizi çok mutlu etti. Burada amacımız daha fazla öğrencimizin özel gereksinimli bireylerle empati kurmasını sağlamaktı. Sesli betimleme eğitimi alan öğrencilerimizin bir kısmı sahneleri betimleyerek metin yazdı, bir kısmı metnin bütünlüğünü kontrol etti, bir öğrencimiz seslendirdi diğer öğrencilerimiz ise seslendirilen bu metni filme montajladı. Tam bir imece gerçekleştirildi.” ifadelerini kullandı.
Farklı filmlerle sürdürülmesi planlanan projenin 2021 Türkiye Kristal Küre Ödülleri’nde Yılın En İyi Sosyal Sorumluluk Projesi seçilmesini değerlendiren Doğan şunları kaydetti:
“Aslında çabalarımızın karşılığını filmi hep birlikte izlerken almıştık. Daha sonra Kocaeli Belediyesi’nin davetiyle bir gösterim de Kocaeli’de yapıldı. Salonları dolduran insanların heyecanını görmek bizi bir kat daha sevindirdi. Filmi erişilebilir materyalleri olan farklı kütüphanelere göndererek daha geniş bir kitleyle buluşturduk, ardından Kristal Küre Ödülleri’nde Türkiye’nin en iyi sosyal sorumluluk projesi olarak aday gösterildiğimizi öğrendik. Bu ödül kültür sanat faaliyetlerinin birleştirici yanını da gösteriyor. Umarız bu ödül önce kendimizde sonra yakın çevremizde ve dünyamızda değişimin, gelişimin adımlarından birine vesile olur.”
“Sadece sosyal sorumluluk değil sosyal zorunluluk”
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin insani değerlere ve toplumsal sorunlara duyarlı zengin kültürünün bir parçası olarak farklı konularda sosyal gelişim sağlayacak etkinlikler düzenlediğine ve tüm mensuplarını gönüllü çalışmalara teşvik ettiğine dikkati çeken Kudret Doğan sözlerini şöyle tamamladı:
“Bu ve benzeri faaliyetleri sadece sosyal sorumluluk olarak değil aynı zamanda sosyal zorunluluk olarak görüyoruz. Bu bakımdan Üniversitemizde Türkiye’nin ilk Engelliler İçin Gölge Öğreticilik Programı açıldı. Aynı zamanda Eğitimde Mükemmeliyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nde özel gereksinimli bireyler için çalışmalar yürütülüyor. Sesli Betimleme Projesini de özel gereksinimli bireylerin ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında bir adım olarak değerlendiriyoruz. Bu ve benzeri projelerimizin hayata geçirilmesi konusunda desteğini hep hissettiğimiz Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı ve filmin başrol oyuncusu, engelli çalışmalarıyla tanıdığımız Prof. Dr. Mim Kemal Öke’ye ekibim adına çok teşekkür ediyorum.”
“Sıcak bir gülümsemeye vesile olmak en önemli şey”
Projeye sesli betimleme yaparak dâhil olan gönüllü öğrencilerden Hatice Kübra Kurt, Sesli Betimleme Derneği’nden aldığı eğitimle bir şekil, eşya veya resmi betimlemeyi öğrendiğini söyleyerek, “Eğitim sürecinde ‘Görme engeli olan bir birey betimlememizi nasıl algılayabilir? Daha açık, net ve güzel nasıl aktarabiliriz? Eğer ben görme engelli bir birey olsaydım bu betimlemeleri zihnimde canlandırabilir miydim?’ gibi soruların cevaplarını aradık. Güzel bir iş yaptığımızın bilinciyle huzurlu hissederken, hassas bir konu olduğu için tedirginlik de hissettim. Hocamızın onayıyla projemizi teslim ettiğimizde içim bir nebze ferahlamıştı. Filmin gösteriminde izleyici ve dinleyicilerin mutluluğunu, gülümsemelerini gördüğümde içimdeki ferahlık kat be kat arttı.” diye konuştu.
Üniversitelerin öğrencisine aktaracağı değerlerden birinin toplumun faydasına üretmek olduğunu dile getiren Kurt, “Bir fayda sağlamak, güzel bir iş peşinde olmak, en önemlisi bir yüzde sıcak bir gülümsemenin vesilesi olabilmek hayattaki en önemli şey. Sosyal sorumluluk projeleri de bunu sağlayarak motivasyon kazandırıyor ve yapılan faaliyetin yalnızca bir iş değil insanlık görevi olduğunun bilincine vardırıyor. Bir üniversite öğrencisine kazandırılabilecek en güzel anlamın bu olduğunu düşünüyorum.” dedi.
“Film uzun bir kontrol süreciyle hazırlandı”
Film betimlemesinden önce farklı objeler ve canlılar üzerine çalıştıklarını belirten gönüllü öğrencilerden Merve Ayar, “Özellikle dikkat etmemiz gereken kelimeler ve üslup üzerine ciddi bir eğitimden geçtik. Ardından film üzerine çalıştık. Ben sesli betimleme kısmının yazı aşamasındaydım. Beş kişi arasında film sahneleri dakikalara bölündü. Herkes kendi kısmını betimliyordu. Daha sonra bir kişi de bizim yazdıklarımızı gözden geçiriyor, gerekirse düzelti ve ekleme yapıyordu. Uzun bir kontrol sürecinin ardından filmi hazır hâle getirdik.” ifadelerini kullandı.
Aylar süren çalışmanın ardından film gösterimi sırasında ne kadar özel bir projede yer aldığını bir kez daha anladığını söyleyen Ayar, bu tür projelerin artmasıyla daha çok insana ulaşılabileceklerini, yeni bir sesli betimleme projesinde de büyük bir keyifle yer alabileceğini paylaştı.
“İyilik ve güzellik bizim elimizde”
Projeye metin yazarı olarak emek veren Sema Şirin de projenin kendisine olumlu etkileri olduğunu söyleyerek, “Tebessümün bile sadaka olduğu bir dinin mensubuyken bir de yapabileceğimiz iyilikleri düşünün. İyiliği ve güzelliği her daim diri tutmak bizim elimizde.” dedi.
Projenin topyekûn bir emeğin sonucu olduğunu hatırlatan Şirin, yeni filmlerle bu iyilik hâlini çoğaltmayı istiyor ve ekliyor, “Bence elinden gelen herkes böyle bir şey için gönüllü olmalı. Olmalı ki aramızdaki sınırlar kelimeler aracılığıyla ortadan kalksın. Belki sadece bir film, insan hayatında sadece bir buçuk saatlik bir kısım ama engelli arkadaşlarımız için bu bir buçuk saat kulaklarından zihinlerine giden bir ışık oldu.”