
Katar Münazara Merkezi tarafından Üniversitemizin stratejik ortaklığında ilk kez ülkemizde düzenlenen VI. Uluslararası Üniversiteler Münazara Yarışması'nın final ve ödül töreni Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.
Katar Devleti ve bir Qatar Foundation kuruluşu olan Katar Münazara Merkezi (Qatar Debate) desteği ile 50 ülkeden 96 takımın yarıştığı VI. Uluslararası Üniversiteler Münazara Yarışması ilk kez Katar dışında bir ülkede, ülkemizin ev sahipliğinde organize edildi. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin stratejik ortaklığında, İbn Haldun Üniversitesi, Türk Hava Yolları (THY) ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) katkılarıyla Qatar Debate tarafından düzenlenen yarışma 17-22 Haziran tarihleri arasında gerçekleştirildi.
Ana dili Arapça olan ülkeler arasından Teksas Katar Üniversitesi ile Ürdün Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin yarıştığı finalde üçer kişiden oluşan takımlara verilen konu, karşı tezler üzerinden münazara edildi. Güncel bir konu olan NATO’nun genişlemesinin dünya barışı bağlamında tartışıldığı final oturumunda şampiyon Teksas A&M Katar Üniversitesi öğrencileri oldu. Öğrenciler ödüllerini Qatar Debate Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayat Abdullah Maarafi’den aldı. Törende ayrıca, ana dili Arapça olmayan ülkeler arasında 20 Haziran’da yapılan yarışmayı kazanan İbn Haldun Üniversitesi öğrencileri ile farklı kategorilerde dereceye giren takım ve isimlere de ödülleri verildi.
Etkili ve zengin bir edebiyat birikimi
Ödül töreninde yaptığı konuşmada, bugünün dünyasında siyaset, ticaret, turizm, medya, kültürel ve ekonomik ilişkiler alanında aktif bir lisan olma özelliğini taşıyan Arapçanın, tarihsel kimliği, edebî ve kültürel işlevi açısından da öne çıkan bir dil olduğunu kaydeden Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Bütün büyük ve işlevsel dillerin arkasında bir tarih yükü, etkili ve zengin bir edebiyat birikimi ve kapsamlı bir kültür yapıcılık kapasitesi mevcuttur. Arapça bu açılardan da dünya dilleri arasında öne çıkan bir dildir. Derin bir tarihsel geçmiş, bu tarihsel geçmiş içerisinde gerçekleştirdiği büyük edebiyat, İslam sonrası vücuda getirdiği, asırları dolduran düşünce ve ilim külliyatı bunun bugüne yansıyan emareleri, parıltılarıdır. Zira bir dilin üç büyük işlevi ve alanı vardır: İletişim, sanat ve düşünceyi yapıcılık kabiliyeti ve kültür taşıyıcılık kudreti.” diye konuştu.
Arapçanın ifade imkânlarının ona Kur’an’ın dili olma özelliğini kazandırdığını ifade eden Rektörümüz, “Kur’an’ın Arapça olması da bu dilin tarihten bugüne 14 asırlık gücünü ve hayatiyetini bahşetmiştir, ümmet tarafından sahiplenilişini sağlamış ve beslemiştir. Arapça, Hz. Peygamber’in dilidir. Müslüman’ın ibadet dilidir. Denilebilir ki, Arap olan ve olmayan bir Müslüman için Arapçanın en büyük anlamı budur. Bunun dışındaki bütün işlev ve görünümleri, tâlî derecede kalır. Bugünden geriye doğru, bütün milliyetçi, etnik, politik ve kof şişinmelerin ve bu dil üzerinden yapılan ideolojik propaganda veya hesapların, kötüleme veya sahiplenişlerin onun bu mahiyeti karşısında ikinci planda kaldığını bilmek gerekir.” değerlendirmelerinde bulundu.
“Türkçe, Arapça ve Farsça üç büyük inşa edici dil”
Arapçanın Türkçe ve Farsça ile İslam medeniyetinin ilim, sanat, edebiyat, tefekkür, siyaset, hukuk, ticaret gibi alanlarında inşa edici dili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Andı, şöyle devam etti:
“Nitekim bu üç büyük dilin birbiriyle kurduğu tarihsel ilişkiyi bugün her türlü bölücü, parçalayıcı, ayrıştırıcı, ideolojik, politik ve hatta küresel emperyalist hesapların ötesinde bu bağlamda anlayıp değerlendirmeliyiz. Modernleşme süreçleri içerisinde Türk, Fars ve Arap toplumlarında Batılı kültür ajanlarının, oryantalist bilim misyonerlerinin ve onların yanında saf tutan Batıcı, modernleşmeci ve yerli kültür mühendislerinin ısrarla her üç dilden de Kur’ani izleri ve etkileri silme çabası ve planı doğrultusunda ‘dilde sadeleşme’ söylemlerine yönelmelerinin ardında bu art niyet ve çarpık gayretleri görmek ve göstermek mecburiyetindeyiz. Bugün her türlü art niyetli hesapların, projelerin, planların dışında bu üç büyük inşa edici dilin kurduğu medeniyet atmosferini ne kadar diri tutarsak ne kadar güncelleme ve çoğaltma gayreti içinde olursak bugünden geleceğe söyleyeceğimiz sözümüzün frekansını ve anlamını da o kadar derin ve etkili kılmış olacağız. Bizim için Arapçanın en başta gelen mana ve ehemmiyeti budur.”
“Arap dili ve edebiyatına çok boyutlu katkı sağlamayı sürdüreceğiz”
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi olarak bu önemli faaliyete katkı sunmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Prof. Dr. Andı, “Bir yandan, İslam medeniyetinin ‘vakıf’ müessesesinden, bir yandan da İslam tarihinin en büyük devlet adamlarından ve inşa edici isimlerinden birisi olan Fatih Sultan Mehmed’den aldığımız miras, bilinç ve mesuliyet duygusu ile İslami İlimler Fakültesi, Arapça Öğretmenliği Bölümü, Arapça Hazırlık Programı ve Qatar Debate ortaklığında açılan Arap Dili Çalışmaları ve Arapça Münazara Merkezi’nin yanı sıra neşredilen Arapça ilmi eserler ile Arap dili ve edebiyatına çok boyutlu ve pratikte işlev yüklenici katkılar sağlamayı sürdüreceğiz.” dedi.
Bu ve benzeri programlara katkıda bulunmanın ve ev sahipliği yapmanın Üniversitemizi de zenginleştirdiğini belirten Rektörümüz Prof. Dr. M. Fatih Andı, “Bu güzel faaliyetin gerçekleşmesindeki sahiplenişleri ve büyük katkıları dolayısıyla Qatar Foundation ve Qatar Debate Merkezi yetkililerine teşekkür ediyor, emekleri geçenleri tebrik ediyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.
“Geleceğin liderleri olacaksınız”
İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan ise gençleri keyifle takip ettiklerini belirterek, geleceğe güvenle baktıklarını aktardı. Gençlerin İslam medeniyetinin zenginliğini sergilediklerini söyleyen Prof. Dr. Arkan, “Tarih ve kültürümüzün zengin bir birikimine sahip olarak bugünün sorunlarını çözebilen, kendilerini ve ülkelerini geleceğe hazırlayan liderler olacağınıza inanıyorum.” diye konuştu.
“İnsanlığın birlikteliğini temsil ediyorsunuz”
Qatar Debate Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hayat Abdullah Maarafi de 50 ülkeden gelen gençlerin gelecek adına kendilerine umut verdiğini ifade ederek, “Sizler insanlığın birlikteliğini temsil ediyorsunuz. Siz burada sadece rekabet içinde olmadınız. Barışı bütün dillerde yaymak istiyorsunuz. Bütün dünyanın gelişmesini ve refahını istiyorsunuz. Katar’da çıkan minik bir kıvılcım bir deniz fenerine dönüşerek tüm dünyaya yayıldı.” dedi.
Türkiye’de bulundukları süre boyunca çok iyi ağırlandıklarını dile getiren Maarafi, bu birlikteliğin sürmesini gönülden istediklerini ifade ederek, “Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Topkapı Yerleşkesi’nde bugün açılışını yaptığımız Arap Dili Çalışmaları ve Arapça Münazara Merkezi hem Arap dili hem de münazara üzerine önemli akademik çalışmalar gerçekleştirecek, münazara ilmine yeni katkılar sunacaktır.” ifadelerini kullandı.
Yarışmanın temeli Katar’daki Yüksek Strateji Komitesi’nde atıldı
Final ve ödül törenine; Katar Büyükelçisi Mohamed Nasser Jassim M. Al Thani, Katar Milli Eğitim ve Yüksek Öğrenim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ibrahim Bin Saleh Al-Naimi, Hamad Bin Khalifa Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmad M. Hasnah, Mütevelli Heyet Başkanımız Mevlüt Uysal, Üniversitemiz Senato Üyeleri ve Arapça Hazırlık Programı Öğretim Görevlileri ile çok sayıda davetli katıldı.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad Al Sani himayelerinde 7 Aralık 2021 tarihinde Katar Doha düzenlenen Yüksek Strateji Komitesi programında Üniversitemiz ile Qatar Foundation/Qatar Münazara Merkezi arasında imzalanan iş birliği protokolünün neticesi olan Uluslararası Üniversiteler Münazara Yarışması, Arapça alanında dünyadaki en büyük öğrenci yarışması olarak biliniyor. Ana dili Arapça olan ve olmayan öğrencilerin Arapça dil becerilerini geliştirmeleri ve yapıcı tartışma kültürü kazanmaları amaçlarıyla düzenlenen münazara yarışmasına farklı ülkelerden 400 öğrenci katıldı. 150 uluslararası münazara hakeminin görev aldığı yarışmanın eleme turları İbn Haldun Üniversitesi’nde yapıldı. Yarışmayla eş zamanlı olarak dünyanın farklı yerlerinden 150 öğrencinin katılımıyla Elite Akademi, Path Akademi ve Münazara Hakemliği Akademisi de düzenlendi.