Covid-19’un ilişkiler üzerindeki etkileri araştırılıyor

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Zahide Tepeli Temiz’in Clark Üniversitesi’nden Ebra Elsharnouby ile birlikte evlilik ilişkileri üzerine yürüttüğü çalışması, yeni tip koronavirüsün (Covid-19) ortaya çıkardığı sosyal ve psikolojik faktörleri de gündeme alarak daha geniş bir çerçevede ilerliyor. Çalışma, salgın nedeniyle bireylerin iş koşullarında, sosyal ilişkilerinde ve günlük yaşam ritüellerinde meydana gelen değişimler bağlamında geliştirilerek, salgın halinin evli bireylerin ilişkilerindeki etkisine odaklanıyor.

Çalışmanın bir ayağında, salgının neden olduğu sosyal ve psikolojik etkileri hem bireysel hem de ilişkisel düzeyde anlamayı amaçlayan iki aşamalı bir anket yer alıyor. Evli tüm bireylerin katılımına açık olan ilk anketin ardından ikinci ankette 14 gün süreyle evli çiftlerin belirli sorulara yanıt vermeleri isteniyor. Mahremiyete önem verilen anketlerde hiçbir kişisel bilgi sorulmuyor. Çalışmadan elde edilen bulgularla, tüm dünya için yeni bir durum olan Covid-19 sürecinin psikolojik ve ilişkisel çıktılarına yönelik önemli bilgilerin literatüre eklenmesi amaçlanıyor. Zahide Tepeli Temiz’le “İlişkiler ve Covid-19” başlıklı çalışmasını konuştuk.

Öncelikle çalışmanızdan bahseder misiniz?

Covid-19’un evlilik ilişkileri üzerindeki etkisini araştırdığımız bu çalışma aslında ilişkilere yönelik daha büyük bir projenin parçası. Projeyi Clark Üniversitesi’nden Ebra Elsharnouby ile beraber yürütüyoruz. Proje üzerine uzun bir süredir çalışmaktaydık. Covid-19 ile beraber projenin kapsamı biraz daha genişledi. Salgın nedeniyle bireylerin çalışma koşullarında, sosyal ilişkilerinde ve günlük yaşam ritüellerinde değişimler meydana geldi. Bu değişimleri göz önüne alarak Covid-19 ile evlilik ilişkilerinde nasıl bir etkinin oluştuğunu anlamak istedik. Çin’de salgın sonrası boşanma oranlarındaki artış, Türkiye’de evlilik ilişkilerine yönelik çalışma yapma motivasyonumuzu daha fazla artırdı.

“Süreçte psikolojik sağlığımızı korumamız önemli”

İlişkilerin kısıtlandığı salgın ortamında bireyler vakitlerinin önemli bir kısmını aileleriyle/evde geçirmek durumunda kaldılar. Peki, evde geçirilen sürenin artması çiftlerin ilişkilerini nasıl etkiliyor?

Teorik olarak birlikte geçirilen süre, çiftler arasındaki yakınlığı ve ilişkiden alınan doyumu artırmaktadır. Bununla beraber kişinin bireysel faktörleri, (duygu durum, stres, kaygı) birlikte geçirilen süre ile ilişki kalitesi arasındaki ilişkiyi negatif etkileyebilmektedir. Bu faktörlerden en önemlisi stres. Maddi kaygılar, gelecek kaygıları, belirsizlik, duygu düzenleme güçlükleri, psikolojik rahatsızlıklar ve sevilen birilerinin kaybedilmesi gibi faktörler eşlerin birlikte geçirdikleri süreyi olumsuz etkileyebiliyor. Evde geçirilen süreye yüklediğimiz olumsuz anlamlar ve bu uzun süreçte neler yaptığımız (veya yapmadığımız) da hem psikolojik sağlığımızı hem de ilişkilerimizi etkileyen bir diğer faktör. Sürekli kaygı halinde olmak psikolojik sağlığımızın yanı sıra fiziksel sağlığımız için de bir problem. Psikolojik sağlığımız iyi olmadığı zaman ilişkilerimiz de bundan olumsuz etkileniyor. Karşılıklı birbirini etkileyen bir süreçten bahsedebiliriz. Yaşadığı stresle baş edemeyen kişiler sağlıksız davranışlara (şiddet gibi) başvurabiliyor. Bu nedenle psikolojik sağlığımızı korumamız önem arz ediyor. 

Çalışmanızın bir bölümünü evli çiftlerin katılımına açık olan anket oluşturuyor. Devamını nasıl planlıyorsunuz?

Bu araştırmanın ikinci kısmında literatürde “günlük çalışma” olarak adlandırılan bir çalışma tasarladık. Günlük çalışmada 14 gün süreyle evli çiftlerin belirli anketlere yanıt vermelerini istiyoruz. Günlük çalışmalar bize ilişkileri doğal ortamına yakın bir biçimde inceleme imkânı sunuyor. Tek bir anda yapılan anket çalışmalarının ötesinde günlük çalışmalar kişilerdeki ve ilişkilerdeki değişimleri daha fazla anlamayı mümkün kılıyor. 14 gün uzun bir süre fakat anketler oldukça kısa (5 dakika sürmüyor). Günlük çalışmaların doğası bu şekilde. Günlük çalışmalar kişilerin kendilerine yönelik farkındalıklarını artırmaya da yardımcı oluyor. Günlük çalışmaya katılan kişilere salgın sürecinde hem kendilerine hem de ilişkilerine iyi gelebilecek dijital bir psikolojik yardım kitabı (bizim tarafımızdan hazırlanan) hediye edeceğiz. Bu çalışmanın duyurusunu ayrıca yapacağız. Fakat duyurusunu yaptığımız ilk ankete katılan kişiler otomatik olarak günlük çalışmanın sayfasına yönlendiriliyor. Katılmak isteyenler onayladıkları takdirde günlük araştırmaya önümüzdeki günlerde başlayabilecekler.

Covid-19’a yönelik kaygı ölçeği oluşturuldu

İlişkiler ve Covid-19” çalışmasıyla literatüre nasıl bir katkı sunmayı düşünüyorsunuz?

Covid-19 tüm dünyada ve Türkiye’de oldukça yeni bir durum. Henüz uzun vadeli etkilerini tam olarak bilmiyoruz. Bu nedenle bu alanda yapılacak olan çalışmaların tümü oldukça önem taşıyor. Bizim çalışmamız da bu alanda yapılacak olan çalışmaların ilklerinden olma iddiası taşıyor. Covid-19’a yönelik bir kaygı ölçeği oluşturduk. Literatüre önemli katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Covid-19 sürecinin psikolojik çıktılarının (depresyon, stres, anksiyete gibi) ve ilişkisel çıktılarının (evlilik doyumu) anlaşılmasına yönelik de önemli bilgiler sağlayacağını düşünüyoruz. Bu çalışmadan elde edilecek olan bulguların psikolojik iyi oluşu artırmaya ve ilişkileri (özellikle evlilik ilişkilerini) güçlendirmeye yönelik diğer çalışmalara öncülük yapmasını umut ediyoruz.

“Fiziksel yakınlık aile bağlarını daha da güçlendirebilir”

Salgın insanların hayatlarını birçok alanda etkiliyor ve değişikliklere neden oluyor. İlişkiler üzerinde nasıl etkileri olacaktır?

Yaşadığımız her tecrübe hayatımızı değiştiriyor. Salgın hayatımıza büyük değişimler getirdi. Bu nedenle etkisi de bu oranda olacaktır. İlişkilerin bu süreçten etkilenmeyeceğini söylemek mümkün değil. Fakat bu etki olumsuz olmak zorunda değil. Fiziksel yakınlık duygusal yakınlığı artırabilir. Aile bağlarını daha da güçlendirebilir. Daha önce yapmaya fırsat bulamadığımız şeyleri birlikte yapma imkânı olabilir. Bununla beraber salgın sürecinde çalışmak zorunda olanlar, sağlık çalışanlarımız ve kayıplar yaşayanlar travmatik deneyimlere maruz kalabiliyorlar. Salgının en önemli etkisinin travmalar olacağını düşünüyorum.

Bu sürecin huzurlu bir şekilde geçirilmesi için evli bireylere neler önerirsiniz?

Geçmişe ve geleceğe odaklanmak kaygımızı daha fazla artırıyor. Anda kalabilmek geçmişin pişmanlıklarından ve geleceğin belirsizliğinden bizi uzaklaştırıyor. Geçirdiğimiz bu zorlu günlerde anda kalma/farkındalık becerilerine ve stresle başa çıkma becerilerine hepimizin ihtiyacı var. Farkındalık becerileri tüm aile bireyleriyle birlikte yapılabilir. Gerginleştiğiniz anlarda;

Nefesinize odaklanabilir, aldığınız nefesin iki katı sürede nefesinizi verebilirsiniz,

Beş duyu organınız ile anı deneyimleyebilirsiniz:

  • Odada gördüğünüz üç nesneyi,
  • Burnunuza gelen kokuları,
  • Duyduğunuz iki farklı sesi,
  • Oturduğunuz yeri birbirinize tarif edebilirsiniz.
  • Yediğiniz bir yiyeceği her zaman yediğinizden farklı olarak yavaş yavaş tadını, kokusunu hissederek yiyebilirsiniz.

Bu süreçte ayrıca;

  • Ev içi birlikte yürüyüşler yapabilirsiniz.
  • Daha önce ertelediğiniz bir işe başlayabilirsiniz.
  • Kriz anında yüzünüzü soğuk suya daldırabilirsiniz.
  • Yüzünüze yarım gülüş ifadesi ekleyerek negatif duygulardan uzaklaşabilirsiniz.
  • Kendinize ait saatler/dakikalar oluşturabilirsiniz.
  • Mutluluk veren eski albümlere birlikte bakabilirsiniz.
  • Sosyal medyada ve internette geçirilen süreye (veya salgın ile ilgili diğer haber alma araçlarına) sınır koyabilirsiniz.

“Krizleri fırsata çevirmek” ifadesini bugünlerde sıkça duyuyoruz. İçinde yaşadığımız süreç ilişkiler için de fırsatlara vesile olur mu?  

Kesinlikle evet. Karşılaştığımız bu süreç üzerine tekrar tekrar düşünmek yerine, bu süreci bir büyüme ve öğrenme fırsatına dönüştürebiliriz. İlişkiler de büyür ve gelişir. Eşler için bu süreç yakınlığı artırma fırsatı olabilir. Duyguları birlikte düzenleyebilme becerisi kazanabilirler. Krizler insanları birbirlerine yaklaştırabiliyor. Modern hayatın içinde birbirlerini görmeye zamanı olmayan çiftlerin şimdi birlikte geçirebilecekleri uzun bir zaman var. Stresle daha iyi baş edebilen kişilerin fiziksel yakınlığı duygusal yakınlığa dönüştürebilmeleri mümkün. Stres ve kaygıyla baş etmekte zorlanan kişilerin ise bu konuda yardım almaları (yakın çevre veya psikolojik destek) bu süreçten güçlenerek ve büyüyerek çıkmalarını sağlayabilir. Dolayısıyla Çin örneğini yaşamak zorunda değiliz. Bunun için farkındalığa ve bu farkındalığı mümkün olduğunca çevremize yaymamıza ihtiyaç var. Bunu tek başına biz ruh sağlığı uzmanlarının yapması mümkün değil. Dolayısıyla bunu toplum olarak yapabiliriz. Yaptığımız bu çalışma da evli bireylerin farkındalıklarına önemli katkılar sağlayacak. Bu nedenle bu çalışma ne kadar çok kişiye ulaşırsa o kadar fazla etkisinin olacağını düşünüyoruz. 18 yaş üstü evli tüm bireyler katılabilir. Bu çalışmada bireylerin katkısı ile elde edeceğimiz bulgular, ilgili literatüre önemli bir katkı sağlayacak ve Covid-19 salgınının uzun süreli etkilerini görmemizi mümkün kılacaktır.

 

“İlişkiler ve Covid-19” isimli çalışmaya linke tıklayarak katılabilirsiniz. http://bit.ly/covidiliski

 

Zahide Tepeli Temiz hakkında

2017 yılında Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ile İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nin birlikte yürüttüğü Klinik Psikoloji programında doktora çalışmalarına başlayan Zahide Tepeli Temiz, aynı zamanda uzman klinik psikolog olarak görev alıyor. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nde klinik psikoloji, dezavantajlı ergenler ve kadınlar, ergenlik döneminde aile ilişkileri, göçmenlere yönelik tutumlar, bilişsel sinirbilim, bilinç durumları, sosyal mesafe tutumları ve koruyucu ruh sağlığı alanında çalışmalarını sürdürüyor.

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.