“Tonyukuk neden bilge idi?”

28 Aralık 2020

İkinci Göktürk Devleti’nin kuruluşunda başkomutan ve danışman olarak önemli görevler yapan, yazdırdığı kitabelerle yaşadığı dönemden geleceğe tanık bırakan Bilge Tonyukuk; kendisini bilge yapan özellikleri, Türk dilinin ilk yazılı metni olarak kabul edilen Yazıtı’nın Türk diline, tarihine ve kültürüne katkısı bağlamında değerlendirildi.

UNESCO’nun 2020 yılı anma ve kutlama etkinlikleri programında yer alan Bilge Tonyukuk Anıtının dikilişinin 1300’üncü yıl dönümü vesilesiyle Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslam Sanatları Uygulama ve Araştırma Merkezi (İSM) ile İstanbul Üniversitesi Müze ve Kültür Miraslarının Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin (MÜZEYUM) düzenlediği “Tonyukuk Neden Bilge İdi” Paneli, Türk tarihi araştırmacılarını bir araya getirdi. İSM YouTube hesabında 28 Aralık’ta yayınlanan panel, İSM Müdürü Öğr. Gör. Betül Bilgin ve MÜZEYUM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Güner Sağır moderatörlüğünde, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahameddin Başar’ın açılış konuşmalarıyla başladı. Değerli akademisyen ve araştırmacıların katıldığı panelde, dilbilim ve tarihi veriler ışığında Bilge Tonyukuk konuşuldu.

“Doğru okunuş Tunyukuk olmalıdır”

Türklere ait dil, edebiyat, hayat tarzı, sosyal yapı ve benzeri konularda ilk bilgilerin edinildiği Tonyukuk Yazıtını dil açısından değerlendiren İstanbul Üniversitesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ölmez, tüm Türk yazıtlarının harflerin okunuşu açısından anahtar görevi gördüğünü belirterek, “Özellikle -k ve -g harfleri konusunda doğru okunuşa bu yazıtlarla ulaşabiliriz. Örneğin; doğrusu Kutluk değil, Kutluğ’dur, İlteriş değil Elteriş’tir. ‘El-teriş’, devleti derleyen, toparlayan demektir. Tüm Türk coğrafyasında -el olarak okunur. İ harfiyle okunuşu dil devrimi sonrası dilimize eklenmiştir.” diye konuştu.

Tonyukuk’un adında da benzer bir kullanım olduğunu kaydeden Ölmez, “Tonyukuk’un adı bile bize onun bilgeliğini göstermeye yeterlidir. Yazıtlarda adı geçen kişiler yaptıkları hizmetlerle adlandırılmıştır. Doğru okuyuş ‘Tunyukuk’ olmalıdır. Çünkü devletin kuruluşunda da yönetiminde de birinci vazifesi vardır ve bu vazifeyi anlatan -tun bir ipucudur. ‘Tun’ ilk demektir. Artık -yukuk kelimesinin de çözülmesi gerekir.” dedi.

“Yazıt gelişmiş dil örneklerine sahip”

Tonyukuk Yazıtını dil, edebiyat, tarih ve kültür tarihi bakımından ele alan İstanbul Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Özcan Tabaklar, Tonyukuk’un yazıp diktirdiği bu yazıt ile Türk dilinin en eski örneğini Türk kültür hayatına hediye ettiğini söyledi. 8. yüzyılda iki taş halinde dikilen ve 62 satırlık bir metinden oluşan yazıtın, siyasi ve askeri bir hatırat olarak Türk edebiyatında bu türün ilk örneği olduğunu hatırlatan Tabaklar şunları kaydetti:

“Tonyukuk, hayatının belli bir döneminde karşılaştığı askeri ve siyasi olayları sade bir dille anlatır, deyimler ve atasözlerinden faydalanarak konuların daha iyi anlaşılmasını sağlar. Yazıtın giriş bölümünde, yani Batı yüzünde kendisini tanıtır, Çin’de doğduğunu, Türk milletinin Çin’in hâkimiyetinde yaşadığını, Türklerin Çin’den ayrılma teşebbüslerinin başarısız olduğunu, son olarak da özgürlük hareketine kendisinin de katıldığını ve bu hareketin başarıya ulaşmasındaki rolünü anlatır.”

Yazıtta, birçok soyut kelimeyle birlikte eş anlamlı kelimelerin de birlikte kullanıldığına işaret eden Tabaklar, bu özelliğiyle yazıtın çok anlamlılık açısından da gelişmiş dil örnekleri sunduğunu ifade etti.

Doğa en iyi koruyucu

Moğolistan’ın başkenti Ulan Batur’a 60 km mesafede bulunan Tonyukuk Anıt Alanının mimari özellikleri üzerinde duran Arkeolog-Genel Türk Tarihçisi Adil Yılmaz, alanın mimari ve mühendislik ilkeleriyle inşa edildiğine dikkati çekti.

Anıt alanlarını Türk kültürü, tarihi ve dilinin önemli vesikaları olarak tanımlayan Yılmaz, “Tonyukuk Anıt Alanı üç kademeli bir yapı sisteminden oluşur. Yazıtlar ve yazıtların birbirine olan uzaklığı ile kuzey ve güneye olan uzaklığı birbirine eşittir. Bu, doğrudan bir mimarlık ve mühendisliğin kullanıldığını gösterir. Yani ‘buraya bir taş dikelim de anıt alan olsun’ düşüncesiyle yapılmamıştır. Tonyukuk Anıt Alanını diğerlerinden ayıran nokta ise alanın konumuna göre mimari planın yeniden şekillendirilmiş olmasıdır.” dedi.

Yazıtların korunması ve geleceğe aktarımı konusunda “yerinde koruma ve sergileme” ilkesinin benimsenmesi gerektiğini dile getiren Yılmaz, “Alandan alınan bir çakıl taşı bile daha sonraki dönemlerde o alanı anlamamızı zorlaştırır. Tonyukuk Anıt Alanındaki bazı heykeller depoya ve müzeye taşındı. Bu nedenle anıt alanı anlamakta çok zorlanıyoruz. İnsan eliyle yapılmış hiçbir yapı, arkeolojik eserleri doğa kadar iyi koruyamaz.” değerlendirmesinde bulundu.

Faaliyetleri nedeniyle bilgedir

Bilge Tonyukuk’un kendi dönemindeki savaşları ve devletin içinde bulunduğu şartları anlattığı, tecrübelerini gelecek nesillere bıraktığı yazıt ve diğer yazılı kaynaklar üzerinden onun neden bilge olarak değerlendirildiğini anlatan Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl, “Güçlü bir istihbarat ağı oluşturmuş, iç ve dış düşmanların iş birliği yapmasını engellemiş, kahramanları ödüllendirmiş, düşmanla mücadele yöntemlerini iyi belirlemiş ve ülke içinde birliği sağlamak gibi faaliyetlerde bulunmuştur. Bu ve benzeri nedenlerden dolayı Tonyukuk bilgedir.” ifadelerini kullandı.

Dilbilimcilerin, tarihçilerin ve arkeologların çalışmalarıyla Tonyukuk ile ilgili daha birçok bilginin gün yüzüne çıkarılabileceğini söyleyen Taşağıl, Tonyukuk Anıt Alanının durumu ve geleceğiyle ilgili de düşünlerini paylaştı. Müzecilik faaliyetlerine vurgu yapan Taşağıl şunları söyledi:

“Kültigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının taşındığı müze, iklimlendirme açısından iyi durumda değil. Kitabeler nemlenmeye başladı. Bu nedenle Tonyukuk Yazıtının açıkta korunmasının daha iyi olduğunu düşünüyorum, çünkü müzede olabilmesi için şartların iyi düzenlenmiş olması gerekiyor. Nihayetinde 1300 yıldır doğada ve hiçbir bozulmaya uğramadı. Diğer bir sorun da Moğolistan’ın bölgeyi yerleşime açmış olmasıdır. Bu, yazıtın geleceği açısından tehlikeli bir durumdur. Bunun hesabını atalarımıza veremeyiz.”

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi iş birliğiyle 16 Mart 2020 tarihinde yapılması planlanan “Tonyukuk Neden Bilge İdi” Paneli ve Sergisi, Covid-19 salgını nedeniyle ertelenmişti. Yüz yüze düzenlenme imkânı henüz oluşmadığından çevrimiçi gerçekleşen panele ait fotoğraf sergisi ise imkânlar ölçüsünde İstanbul Üniversitesi Rektörlük Sergi Salonunda açıldı. Gazeteci-araştırmacı Servet Somuncuoğlu arşivinden Tonyukuk ile ilgili fotoğraflardan oluşan sergi, 10.00-16.00 arasında ziyaret edilebilecek.

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.