“Bu zorlu süreçte online dersler nefes alma aracı oldu”

Koronavirüs salgını hayatımızdaki pek çok şeyde olduğu gibi eğitim uygulamalarında da değişikliğe neden oldu. Öğrencilerin eğitimlerine devam edebilmeleri için dijital teknolojilerden yararlanılarak çok kısa sürede uzaktan ve online eğitim sistemlerine geçiş yapıldı. Yüz yüze eğitimin yerini alan uzaktan eğitim, üniversitemizde de 30 Mart’ta başladı. Uzaktan Eğitim Merkezi (UZEM) Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İlhami Danış’la uzaktan eğitime geçiş sürecini ve üniversitemizde sürece dair yapılan çalışmaları konuştuk.

Danış, gelecekte uzaktan eğitim ile yüz yüze eğitimin birbirine alternatif olarak değil, birbirini besleyerek ilerlemesi gerektiğinin altını çiziyor. Öğrencilerimizin üniversitelerin fiziki ortamlarına duydukları özlem had safhada… Çevrim içi her platformdan bu ses geliyor. Bu pek tabii, yaşanmışlıklarla doğrudan ilgili… Dolayısıyla uzaktan eğitimin ne yaparsa yapsın dolduramayacağı bir alan var.”

Öncelikle üniversitemizde Koronavirüs salgınından önce var olan uzaktan eğitimin işleyişine dair bilgi verir misiniz?

Üniversitemizde uzaktan eğitim öncelikli olarak zorunlu dersler olarak bilinen Türk Dili, İnkılap Tarihi ve İngilizce dersleri için oluşturuldu. Farklı yerleşkelerimiz olması hasebiyle öğrencilerin kampüsler arası dolaşım zorluğunu göz önünde bulundurarak 2014 yılında bu üç dersi uzaktan eğitim yoluyla vermeye başladık. Bilgi işlem birimimizle oluşturduğumuz E-DERS sistemi üzerinden profesyonel çekimlerle ders videolarını öğrencilerimize sunduk. Ardından 2017 yılında bu üç dersin vize sınavlarını uzaktan eğitim sistemi üzerinden online yapar hâle geldik.

2019-2020 yılı itibariyle zorunlu derslerin içeriklerini yenilemeye başladık. Yeni içeriklere göre hazırlanan ders videoları peyderpey sisteme yükleniyor. Ayrıca Rektörlüğümüzün bu yıl başlattığı üniversite seçmeli ders uygulaması kapsamında bazı derslerin uzaktan eğitim yoluyla verilmesi için çalışmalar da devam ediyor. Bununla birlikte Meslek Yüksekokulu Sivil Havacılık Programımızın Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tarafından akredite edilmesinden sonra sınavlar için Sivilsis adlı bir uygulama geliştirdik. Bu uygulamada her ders için ortak bir soru havuzu oluşturuldu. Öğrenciler vize ve final sınavlarını bu ortak havuzdan çıkan sorularla oldular. Bugüne kadar 8,000’e yakın öğrencimiz uzaktan eğitim sisteminden yararlandı.

“5 binin üzerinde öğrenci E-DERS sistemini kullanıyor”

Salgın nedeniyle tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok kısa sürede uzaktan eğitime geçildi. Üniversitemizde bu süreç nasıl gerçekleşti?  

Öncelikle mevcut kullandığımız E-DERS sistemimizi üniversitemizde verilen bütün derslerinin yükünü kaldıracak şekilde revize ettik. Ardından otomasyon sistemimizdeki tüm dersleri öğretim üyeleri ve öğrencileri ile birlikte E-DERS sistemine kaydettik. Tüm öğretim üyelerimizi ve öğrencilerimizi E-DERS sisteminin kullanımına dair bilgilendirdik. Uzaktan eğitimde derslerin asenkron ve senkron şekilde yapılması noktasında kullanılacak yöntem ve uygulamalar için bilgilendirme kılavuzları ve videoları hazırlayıp hem öğretim üyelerimize hem öğrencilerimize sunduk. Uzaktan eğitim web sayfamızı güncelleyip tüm bilgileri, duyuruları ve kılavuzları buradan da erişime açtık. Bilgilendirmeler sonrası gelen sorulara da aktif şekilde dönüşler yaptı, ekibimiz. Bunun dışında hem sosyal medya hesaplarımızdan hem üniversitemizin web sayfası ve Öğrenci Bilgi Sistemi üzerinden güncellemeleri duyurduk.

Bütün bu süreç, ciddi emek istedi. Öncelikle Rektörümüz M. Fatih Andı ve rektör yardımcılarımız Zühtü Hakan Akpolat ve Fahameddin Başar’a teşekkür etmek istiyorum. Çok hızlı istişare etmemiz, uzlaşmamız, karar almamız gereken süreçlerde öğrenci, öğretim görevlisi ve eğitim sistemi kalitesi lehine pratik çözümlerle, çözümcül bir takım ruhunu diri tuttular. Uzaktan Eğitim Merkezi ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı idareci ve mensuplarına ve yardımları için Öğrenci İşleri Daire Başkanlığından ilgili arkadaşlara, özellikle UZEM ekibinden Merve Araç ve Bilgi İşlem ekibinden Berk Kayatepe’ye özel teşekkür etmek isterim. Bu çalışmalar neticesinde E-DERS sistemimizden 365 öğretim üyesi, 5,643 aktif öğrenci yararlanmakta olup, sistemde 1,182 ders ve 9,006 ders videosu kayıtlı bulunmaktadır.

Şunu da ifade etmem gerek; uzaktan eğitimin online ayağına büyük önem veriyoruz. Çünkü eğitimin kalitesi öğretim üyesi ile öğrencilerin etkileşimi ile oluşabilir. Soru sorulmayan bir dersin niteliğini sorgulamak lazım. Dolayısıyla asenkron yapılan derslerde bile mutlaka öğrencilerle soru cevap ve değerlendirme kısmı olmasını tüm hocalarımıza önerdik ve büyük ölçüde bu şekilde bir süreç işlediğini söyleyebilirim.

Online eğitim kısa vadede yüz yüze eğitimin yerini alacak mıdır?  

Yerini almak yerine birbirini takviye etmek kavramını kullanmayı tercih ediyorum. Online eğitimdeki en büyük endişemiz kalite sorunudur. Ancak kalite sadece online eğitimin değil örgün eğitimin de temel sorunu. Bu kalite sorununu ayrı bir platformda değerlendirmek gerekecektir. Ancak bu sürecin hepimize gösterdiği farklı hususlar var. Online eğitimin bazı zorlukları olduğu kanaatindeyim ama bu zorluk hem öğretim üyesini hem öğrenciyi besleyen bir zorluk. Çünkü online ders hazırlığı, içerik ve sunum noktasında yeni üretimlere ihtiyaç duyuyor. Bunun için yeni teknolojilerin, yeni uygulamaların öğrenilmesi, interaktif içeriklerin oluşturulması gerekiyor. Elbette bütün bunlar zamanla gelişecek. Bu zaman periyodunda bazı bölüm ve programlar hem örgün hem uzaktan eğitimle üniversite sürecini yürütmeyi öğrenip yeni modeller önerebileceklerdir, diye düşünüyorum. Ondan sonra belki bu soruya ülkemiz için daha sağlıklı cevap verebiliriz. Tabi temel hususlardan biri de öğrencilerin ve öğretim üyelerinin sosyalleşme ihtiyacı... Üniversiteye ve tüm eğitim sürecine sadece ders olarak bakmamak lazım. Sosyal etkileşim, öğrenci kulüpleri, kültürel ve sanatsal etkinlikler, sempozyumlar, spor faaliyetleri gibi hayata dair her şey hayatımızın önemli bir kısmını oluşturan eğitim ortamımızın da bir parçası. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda kampüs ortamının hayati fonksiyonları olduğunu söyleyebiliriz. Öğrencilerimizin üniversitelerin fiziki ortamlarına duydukları özlem had safhada… Çevrim içi her platformdan bu ses geliyor. Bu pek tabii, yaşanmışlıklarla doğrudan ilgili… Dolayısıyla uzaktan eğitimin ne yaparsa yapsın dolduramayacağı bir alan var. Zorunlu evde kalma süreci bittikten, bu eğitim sonrası yapılan sınavların çıktılarından, normalleşen üniversite iklim ve atmosferinden sonra, uzaktan eğitimi avantaj ve dezavantajları ile daha sağlıklı değerlendirebileceğiz.

“Uzaktan eğitimde de etkileşim çok önemli”

Uzaktan ve online eğitimin mevcut eğitime etkileri/katkıları neler olacaktır?

Uzaktan eğitimin tüm uygulamaları yüz yüze eğitime katkı sunmaktadır. Belki bu süreçten sonra çeşitli platformlar üzerinden yüz yüze derslere ek olarak veya bazen o derslerin yerine geçecek online dersler işlenecektir. Özellikle akademik takvim içerisinde çeşitli nedenlerle oluşabilecek ders eksiklikleri bu yöntemle telafi edilme yoluna gidilebilecektir. Online eğitimin en büyük katkısı mesafeleri ortadan kaldırmasıdır. Bu derslerin video kayıtla sunulması ile mesafeler dışında zaman sınırları da ortadan kalkmaktadır. Bu yöntemle zaten yıllardır hem ülkemizde hem de dünyada birçok üniversite öğrencilere uzaktan eğitim imkânı sunmaktadır. Dünyanın önde gelen üniversiteleri özel sertifika eğitimlerini ücretli veya ücretsiz olarak oldukça kaliteli prodüksiyonlarla herkese sunmaktalar. Bu süreç, tüm üniversitelerin uzaktan eğitimle daha çok haşır neşir olmasının yolunu açtı. Yani yeni olan uzaktan veya online eğitim değil, tüm üniversitelerin dolayısıyla akademisyen ve öğrencilerin bu eğitimle daha yakından hatta bazılarının ilk defa tanışmış olması.

Ancak bir kere daha altını çizmeliyiz ki, uzaktan eğitim için ders içeriklerinin, materyallerin daha interaktif olması ve öğrenci ile mutlaka etkileşim içinde derslerin işlenmesi gerekmektedir. Kalabalık öğrenci grupları olan bölümlerde bu etkileşimde eksiklikler görülebilir, bunun için de yeni çözümler arayışında olmalıyız.

Bunun dışında uzaktan eğitimin yüz yüze eğitime etkilerini/katkılarını fakülteler ve bölümler üzerinden ayrıca değerlendirmek gerekir. Örneğin Mimarlık, Mühendislik ve Fen Bilimleri alanında uygulama, proje ve deneysel dersler için laboratuvar ihtiyacı devam edecektir. Sosyal bilimlerde uzaktan eğitim süreci yürütmek nispeten daha kolay olacaktır. Fakat orada da, bir nevi usta-çırak ilişkisi diyebileceğimiz adeta meşk usulünde yürümesi gereken, böyle yürüdüğü zaman, ekollerin, yaklaşımların, hocadan öğrenciye tam anlamı ile geçebileceği bir süreç var. Özellikle eğitimin lisansüstü tarafında bu bire birliğin yüz yüzeden de öte kazanımları olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla gelinen noktada uzaktan eğitimin imkânlarından yararlanmak, içerikleri bu imkânlara göre geliştirmek ve güncellemek ama yüz yüze eğitimi bırakmamak hatta bire bir eğitimin de kıymetini anlamak, bir arada yürümesi gereken bakış açıları gibi görünüyor.

Uzaktan eğitim teknolojileriyle ilgili bizleri neler bekliyor?

Büyük beklentiler oluşabilir, uzaktan pek çok diplomalar hayal edilebilir. Masada otururken şu üniversiteden bu eğitim, diğerinden o eğitim talep edilebilir. Ancak uzaktan demek kolay demek değil. Evin muhteşem bir öğrenme ortamı ve iklimi olduğunu da iddia edemiyoruz, genel olarak. Evde roller birbirine girebiliyor ve zihinsel olarak pek çok sürecin birlikte işlediği öğrenme davranışı için ev, konsantrasyonu çok iyi sağlayabildiğimiz bir mekân olamayabiliyor.

Bununla birlikte hızla gelişen teknolojinin bizden istediği bedellerin ürkütücülüğü karşısında çaresiz kaldığımız da, hakikat… Uzaktan ve online eğitim sürecinde tercih edeceğimiz sistem için pek çok program ve uygulamayı yakından inceledik. En ince ayarlarına kadar algılamaya çalıştık. Ve fakat nihayetinde, bizi aşan bir yerde durduk. Çünkü çoğunlukla güvenlik açıklarına ilişkin belki de küresel güçlerin birbiri ile savaşlarından kaynaklanan pek çok iddia ile karşı karşıya kaldık. Bu iddiaların, iddialar karşısında şirketlerin açıklamalarının hakikatine hiçbir zaman tam olarak vakıf olamayacağız. İşte burası kötü bir kıskaç… Evlerimizin içine giren gözlerin isterse neler yapabileceklerine dair kurgularınsa sadece felaket senaryosu olmayabileceğini de biliyoruz. Bu bir sır değil... Özellikle kimi film ve dizilerde gelişen ve gelişecek teknolojinin insan hayatı ve toplumlar üzerindeki etkileri hem teknik hem etik açıdan gözler önüne seriliyor. (Black Mirror, Westworld vb.)

Yine de geleceği öngörmek çok mümkün değil. 2020 için kurgulanan kült bilim kurgu filmlerine göre tamamen makinalaşmış,  uçan otomobil trafiğine geçmiş olmamız gerekiyordu veya tam tersi büyük bir nükleer felaket sonrası yeni bir başlangıca... (Geleceğe Dönüş Serisi, Beşinci Element, 2001: Bir Uzay Destanı, Blade Runner, Mad Max, Terminatör serisi vd.)  Bunun yanı sıra bilgisayar ve cep telefonlarının ilk icatlarından günümüze geçirdiği muazzam dönüşümü de çoğu kişi öngörememiştir. Dolayısıyla net bir şey söylemek mümkün görünmüyor uzun vade için. Fakat uzaktan eğitim özelinde şunu söyleyebiliriz: Yeni modeller de geliştirilecektir, uzaktan eğitime rağbet de artacaktır. Ama bize düşen öncelikli görev kendi eleştirel mekanizmamızı ve etik kurallarımızı oluşturmaktır. Ondan sonra gelişen teknolojiye adapte olmak ve ondan ilkeler çerçevesinde yararlanmak daha kolay olacaktır.

Öğrencilerimiz ve hocalarımız yeni duruma kolayca alışabildi mi? Nasıl dönüşler alıyorsunuz?

Öğrencilerimiz ve hocalarımızın sürece adapte olmaları için gerekli tüm bilgilendirmeler hem web sayfası hem de mailler aracılığıyla sürekli yapıldı, yapılmaya da devam ediyor. Ayrıca mailler ve oluşturduğumuz çağrı merkezi aracılığıyla tüm hocalarımızın ve öğrencilerimizin soru ve taleplerine hızlı bir şekilde cevap veriyoruz. Bütün bu haberleşme araçları neticesinde şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, hem öğrencilerimizin hem hocalarımızın sürece adapte olmaları çok zor olmadı. Yeni nesil zaten bilişim teknolojisinin içine doğduğu için bu sürece nispeten daha kolay adapte oldu diyebiliriz. Tabii, kitapları oradan oraya taşımak, dokümanları, materyalleri yeniden düzenlemek, bu materyalleri sistemle uyumlamak, online toplantılar içinde ve pek çok değişken arasında arka arkaya bilgisayar başında derslere girmek hocalarımız için hiç de kolay değil. Hepsine bu sürecin gönüllü birer paydaşı oldukları için teşekkür ediyorum. Bir de zorunlu şartlar hem öğrenciler hem hocalarımız için şöyle bir motivasyon oluşturdu: Bu zorlu süreçte, dersler herkes için nefes alma imkânı oldu. Uzmanların ısrarla önerdiği evde geçen zamanda rutinde olan işlerin sürdürülmesine katkıda bulundu. Bilgisayar ekranından da olsa, evdeki rolün dışına çıkmak, öğrenci ve öğretmen kimliklerini hatırlamak, iletişime geçmek, süreç içinde önemli sayıda kullanıcı için avantaj oldu. Diğer yandan gerçeklikten kopma duygusunun sürekli olması halinde insan ruhunda ne gibi değişiklikler olacağını bilmiyoruz. Bu sebeple uzun süreli olması halinde ekrana uzun süre maruz kalmanın da, uzun süre stabil kalmanın da hem ruh hem beden sağlığı açısından olumsuzlukları görülebilecektir ki, şimdiden hafif yollu şikâyetler de yok değil, bize ulaşan. O sebeple bütün bu süreç, gerçeğin yerini alarak ve gerçeğe alternatif olma iddiasıyla değil, gerçeğe katkı düzeyinde girer umarım, bundan sonraki hayatımıza…

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.