Sanatta Gelenek Gelenekte Sanat Sempozyumu

13 Ekim 2016

Edebiyat ve Güzel Sanatlar Fakültemizin Ümraniye Belediyesi iş birliğiyle düzenlediği “Sanatta Gelenek Gelenekte Sanat Sempozyumu”, 12-13 Ekim tarihlerinde gerçekleştirildi.

Üniversitemiz akademisyenleri ve sanatseverlerin yoğun ilgi gösterdiği açılış programı, Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can ve Rektörümüz Prof. Dr. Musa Duman’ın katılımlarıyla Crowne Plaza Hotel’de gerçekleştirilirken oturumlar Üniversitemiz Kandilli Yerleşkesinde devam etti.

Açılış programında konuşan Edebiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. M. Fatih Andı, sempozyumun amacını; “Sanatımızı, geçmişten getirdiğimiz birikimle gelenek etrafında, bugünün alıcıları çerçevesinde nasıl zenginleştirebileceğimizi bulmak.” olarak açıkladı. Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. M. Hüsrev Subaşı ise sanatın farklı dallarında eserler veren sanatçıları, böyle ilmî zeminlerde sanatın sorunlarını tartışmak, problemlere çözüm bulmak için bir araya getirmeyi önemli gördüğünü belirtti.

Üniversite ve Belediye İş Birliğiyle Kültür ve Sanata Katkı

Sempozyumun düzenlenmesine büyük katkı sağlayan Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can ve sempozyumun ev sahipliğini üstlenen Rektörümüz Prof. Dr. Musa Duman da açılış programında sanatseverlere seslendi. Kültür ve sanata katkı sağlayacak işler yapmaktan memnun olduklarını söyleyen Ümraniye Belediye Başkanı Can, üniversitelerle birlikte bu tarz organizasyonları sürdüreceklerini ifade etti.

Geleceğe yön vermek için sanatta geleneğin önemli olduğunu aktaran Rektör Duman, geleneğin sadece sanatta değil başka sosyal ve kültürel alanlarda da tartışılması gerektiğini vurguladı.

Açılış oturumunda konuşan Prof. Dr. Turan Koç, Prof. Dr. Uğur Derman, Beşir Ayvazoğlu ve Dr. Savaş Barkçin’in konuyla ilgili değerlendirmeleri ilgiyle takip edildi. Sanatçı, edebiyatçı, yazar ve mimar 40’a yakın ismin konuşmacı olduğu sempozyumda, son elli yıldan bu yana hem sanat pratikleri hem de sanat düşüncesi açısından önem kazanan “gelenek” kavramı etrafında gelişen tartışmalar, yorumlar ve bunların sonuçları değerlendirildi. Klasik Türk-İslâm sanatları, edebiyat, müzik ve mimari gibi alanlarda gelenek ve sanat ilişkisi irdelendi; modern toplumlarda geleneksel sanatın işlevleri ve kutsal-sanat-gelenek ilişkisi gibi ana temalar etrafında tebliğler sunuldu. Farklı alanlardan konuşmacıların gelenek ve sanat kavramlarıyla ilgili düşünce dünyasını zenginleştirici değerlendirmelerinin yanında geleneği bugünün dünyasıyla bir arada tutmanın yollarına dair öneriler de sunuldu.

Geleneksiz Şiir Düşünülemez

Şiirde gelenek kavramını analiz eden Balıkesir Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Narlı, her şairin bir geleneğin içine doğmasıyla geleneğin, şiirin en doğal kaynaklarından biri haline geldiğini vurguladı. Cumhuriyet döneminin gelenekle bağı kopartıcı siyasi ve sosyal atmosferinin şairleri, Batı değerlerini benimsemeye yönelttiğini söyleyen Narlı; bu dönemde milli dil, milli tarih, Avrupa eğitimi ve hayatının kültürel geleneğin yerine konulduğunu belirtti. Narlı, bu atmosferi benimsemeyen Mehmet Akif’in “ittihad-ı İslâm”, Sezai Karakoç’un “diriliş”, Necip Fazıl’ın “büyük doğu” kavramlarının, Cumhuriyet’ten Osmanlı birikimine yeniden bakma ve bu birikimden yeni anlayışlar çıkarma girişimleri olarak düşünülmesi gerektiğini aktardı.

“Diriliş” ve “Edebiyat”ta Gelenek ve Tarih

İslâmcı düşüncenin gelenek ve tarihle bağını, İslâmi geleneğin iki önemli dergisi Diriliş ve Edebiyat üzerinden okuyan Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaaddin Karaca, dergilerin İslâmi düşünceyi savunurken pratikteki eksikliklerine de değindi. İslâmcı düşüncenin gelenek ve tarih tanımının, etnik unsurlara bakmaksızın tüm İslâm coğrafyasını içine alan bir tanım olduğunu ve bu tanımın yansımalarının Sezai Karakoç’un şiirlerinde görüldüğünü söyleyen Karaca, onun, şiirleriyle sadece Türk tarihine değil tüm İslâm coğrafyasına atıf yapmasıyla önemli bir yerde durduğunu aktardı. Karaca, Nuri Pakdil yönetiminde, Kur’an referanslı yerli bir edebiyat oluşturmak amacıyla yola çıkan Edebiyat dergisinin pratikte yeterli İslâmi derinliğe sahip olmadığı eleştirisinde bulundu. Karaca, o dönemde olduğu gibi İslâmcı düşüncenin ana referanslarıyla bağ kurmasının zorlaşmasının günümüzün de bir sorunu olduğunu ifade etti.

İslâm’da Tasvir ve Gelenekle İlişkisi

Sanat ve inanç etkileşimi bağlamında İslâm kitap yazmalarındaki tasvirler hakkında konuşan Güzel Sanatlar Fakültemiz Öğretim Görevlisi Betül Bilgin, öncelikle gelenek ve sanat ilişkisine değindi. “Gelenek, sanat eğitiminde yer almalıdır.” diyen Bilgin, sanatın ilerlemesi için bir noktadan sonra geleneğin sonlanması gerekliliğini savundu. İslâm düşünce yapısının en önemli sanat dallarından biri olan minyatürün, eski kullanımıyla tasvirin, İslâm kitap yazmalarında İslâm öncesi Doğu sanatından etkilenerek yer almasının bu sanatı zenginleştirdiği üzerinde duran Bilgin, minyatürün İslâm ile beslenerek mevcut şekline büründüğünü ve 15. yüzyıl itibariyle İslâmi bir üsluplaşma hareketinin başladığını aktardı.

Mimarlıkta Milli Kimlik Arayışları

Türkiye mimarlığında gelenekle bağ kurma arayışlarını Cumhuriyet’in ilk yıllarından günümüze yorumlayan Mimarlık ve Tasarım Fakültemiz Öğretim Görevlisi Celaleddin Çelik, milli mimarlık fikrinin Mimar Kemaleddin, Vedat Tek gibi isimlerin gayretiyle ilk yıllarda başarıyla uygulandığını devamında ise sekteye uğradığını aktardı. Özellikle 1980 sonrası geleneğin, gericilik olarak görülmeye başlandığını söyleyen Çelik, günümüzde yine bir kimlik sorunu olduğunu vurguladı. Bize özgü bir mimari üslup için tarihi ve kavramları doğru anlamak gerektiğinin altını çizen Çelik, yaşam tarzlarındaki değişikliklere gönderme yaparak “Anlamadan kullanılan tarihi yorumlamalar, gelenekle ilişkimizi kirletir. Mekân sadece dışındaki unsurlarla bizi geleneğe bağlamaz, mekânın içi de önemlidir.” diye konuştu.

İki gün boyunca sadık dinleyici kitlesiyle devam eden “Gelenekte Sanat Sanatta Gelenek Sempozyumu”nda sunulan bildiriler, yakın zamanda kitap haline getirilecek. Sanatın çeşitli alanlarına yönelik farklı pencerelerden yaklaşımların ve tekliflerin bir araya getirilmesiyle kültür ve sanat hayatımız için zengin bir kaynak oluşturulması hedefleniyor. 

Bize Sorun

Üniversitemiz hakkında merak ettiğiniz veya bilgi almak istediğiniz konuları “BİZE SORUN” aracılığı ile yazılı ortamda öğrenebilirsiniz. Yapmanız gereken sadece formu doldurup göndermek.

S.S.S

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından 2010 yılında kuruldu. Fatih Sultan Mehmet Han Vakfı, Sinan Ağa bin Abdurrahman Vakfı, Nurbanu Valide Sultan Vakfı, Hatice Sultan Vakfı, Abdullahoğlu Hacı Abdülaziz Ağa Vakfı olmak üzere 5 kurucu vakfın gelirleri ile eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor.

Üniversiteyle ilgili tüm soruların yanıtlarına 0212 521 81 00’dan ya da fsm@fsm.edu.tr adresine e-posta gönderilerek ulaşılabilir. Ayrıca sosyal medya hesaplarından da tüm sorular yanıtlanıyor.

Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nde eğitim dili Türkçedir. İslâmi İlimler Fakültesi’nde eğitim dili Arapça, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, Mühendislik Fakültesi ve Psikoloji Bölümünde ise %30 İngilizcedir.

Eğitim ücretlerindeki artış Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ve Üretici Fiyat Endeksi’ne (ÜFE) göre belirlenmektedir.

Öğrencilerin derslerin tamamına devam etmesi esastır. Teorik derslere %70, uygulamalı ve laboratuvar derslerine %80 devam etmek zorunludur.

Üniversitede çift anadal programı mevcuttur. Öğrenciler çift anadal programına, eğitim gördükleri anadal lisans programında en erken üçüncü yarıyılın başında, en geç ise beşinci yarıyılın başında; anadal ön lisans programında en erken ikinci yarıyılın başında, en geç ise üçüncü yarıyılın başında başvurabilir. Öğrencinin çift anadal programına başvuru yapabilmesi için anadal programında aldığı tüm dersleri başarıyla tamamlamış olması, başvurusu sırasındaki genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 3.00 olması, anadal programının ilgili sınıfında başarı sıralaması itibarı ile en üst %20 içerisinde bulunması ve başvurulan programın varsa özel koşullarını (yabancı dil yeterliliği, başarı sıralaması koşulu gibi) sağlaması gerekmektedir. Çift anadal programına kabul edilen öğrencilerden ayrıca bir ücret alınmaz. Ancak anadal programından mezun olduktan 2 yıl sonra ÇAP programındaki öğrenimini tamamlayamayan öğrencilerden ÇAP programının kalan öğretim süresinin ücreti alınır.

Üniversitede güz ve bahar yarıyıllarına ilave olarak yaz okulu açılabilir. Yaz okulu süresi kayıt ve sınav dönemleri hariç 7 haftadır. Yaz okulunda açılacak derslere kayıt yaptırmak, öğrencinin isteğine bağlı olup zorunlu değildir. Yaz okulu ücretleri, alınacak olan dersin AKTS değeri ile birim AKTS ücretinin çarpımı ile belirlenmektedir.

Üniversitemizde öğrenciler, kurum içi yatay geçiş ile bölüm değiştirebilmektedir. Kurum içi yatay geçiş iki şekilde yapılmaktadır. 1. Merkezi Yerleştirme Puanı ile: Başarı koşullarına ve program eşdeğerliliğine bakılmaksızın, öğrencinin üniversitemize kayıt yaptırdığı yıl aldığı puanlara göre yapılan değerlendirmedir. Kayıt olduğu yıl alınan merkezi yerleştirme puanları, yatay geçiş yapmak istenilen programın o yıl oluşan taban puan türüne eşit ya da yüksek olmalıdır. Taban puanı yeterli olan her programa yatay geçiş için başvuru yapmak mümkündür. 2. Ağırlıklı Genel Not Ortalaması İle: Öğrenciler, kayıtlı oldukları bölümlerin eşdeğeri olan bölümlere kurum içi yatay geçiş için başvurabilirler. Kurum içi yatay geçiş için öğrencilerin, kayıtlı olduğu programda aldıkları tüm derslerden başarılı olmaları ve bitirmiş olduğu dönemlere ait genel not ortalamasının 4.00 üzerinden en az 2.00 olması şarttır. Ön lisans diploma programlarının ilk yarıyılı ile son yarıyılına, lisans diploma programlarının ilk iki yarıyılı ile son iki yarıyılına yatay geçiş yapılamaz. Kurum içi yatay geçiş yapan öğrenci mevcut bursundan yararlanamaz. Ancak kurum içi yatay geçiş yapan öğrencilerin, ilgili puan türündeki taban puanı, başvuru yaptığı programın Üniversiteye Giriş Bursu dilimlerinden herhangi birine yeterli gelmesi halinde, ilgili burs diliminden faydalanır.

Öğrencilerin, akademik ve idari personelin eğitim ve araştırma ihtiyacını karşılamak amacıyla üniversitede 6 kütüphane mevcuttur. Merkez kütüphane Türk Hava Yolları Kütüphanesi adıyla Topkapı Yerleşkesi’nde yer alıyor. Tüm yerleşkelerdeki tam donanımlı kütüphanelerde farklı dillerde toplam 90 bin kitap, 245 bin elektronik kitap, yüzlerce dergi, veri tabanı, günlük gazete ve film arşivi kullanıcılara sunuluyor. Kütüphanelerde ağırlıklı olarak Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca ve İspanyolca yayınlar mevcut. Kullanıcıların bilgi ihtiyaçlarını mümkün olan en kısa sürede ve en üst düzeyde karşılamak, eğitim-öğretim ve bilimsel araştırma-geliştirme faaliyetlerinin alt yapısını oluşturmak amacıyla kütüphanelere satın alma ve bağış yoluyla eserler kazandırılıyor. Üniversite bünyesinde koleksiyon eserler de bulunuyor. Kaynaklar açık raf sistemiyle kullanıma sunuluyor. Kaynakların ödünç verilmesi, kitap siparişi gibi hizmetler profesyonel bir kadro tarafından yönetiliyor. Kütüphaneler sınav dönemlerinde 7/24 hizmet veriyor.

Öğrenciler bilgisayar laboratuvarları ve kütüphanelerdeki bilgisayarlar aracılığıyla internetten yararlanıyor. Ayrıca tüm yerleşkelerdeki kablosuz ağ bağlantısıyla da her yerden internete erişim sağlanıyor. Öğrencilerin baskı ihtiyaçlarını karşılayacak fotokopi merkezleri de yerleşkelerde hizmet veriyor.

45 öğrenci kulübü var. Kültür, sanat, spor, bilim alanlarında faaliyet gösteren kulüplerde sempozyumlar, konferanslar düzenleniyor, sosyal sorumluluk projeleri geliştiriliyor, ilgi alanlarına yönelik kurslar açılıyor.

Üniversiteye bağlı öğrenci yurdu bulunmuyor. Üniversiteye şehir dışından gelen öğrencilere tanıtım günlerinde, üniversiteye yerleşen öğrencilere kayıt döneminde yurtlarla ilgili bilgilendirme yapılıyor ve öğrenciler kurumsal yapıya uygun yurtlara yönlendiriliyor.

Tüm yerleşkelerde yemekhane ve kantin mevcuttur. Yemekler temizlik ve hijyen kuralları gözetilerek gıda mühendisinin ve sağlık personelinin gözetiminde usta aşçılar tarafından pişiriliyor. Öğrenciler ücret karşılığında yemekhane ve kantinden yararlanabiliyor.

Üniversitemiz uluslararası denkliğe sahiptir. Tüm mezun öğrencilere aldıkları derslerin ve notlarının Avrupa Eğitim Sistemindeki karşılığını gösterir nitelikte Diploma Eki düzenlenmektedir.

Değişim programı süresi içinde öğrencinin üniversitedeki kaydı devam eder ve bu süre öğretim süresinden sayılır. Öğrencinin değişim programında aldığı derslerin intibakları, kayıtlı olduğu birimin yönetim kurulu kararı ile yapılır.

Uluslararası öğrencilerin kabulü, ilgili mevzuat hükümlerine göre yapılır. Hangi programlara yurt dışından öğrenci kabul edileceği, bunların kontenjanları, başvuru tarihleri ve ödeyecekleri ücretler Senato kararı ve Mütevelli Heyet onayı ile belirlenir. Detaylara iro.fsm.edu.tr/ adresinden ulaşılabilir.